EGE’DE KUKLA OYUNLARI..
Yazarlar, aynı topu sahada çevire çevire oynayan futbolculara benzerler. Genelde gazete yazarlarından bahsetmek istiyoruz. Karşılaştıkları konular benzerlik taşıdıkça haliyle kalemin ucunda toplanan fikirler de aynı hamurdan çıkmış oluyor.
Her defasında belirtiyoruz. Bir toplum devamlı isteyen ve tüketen hale düşerse sonu ne olur? Dünyanın pek çok ülkesi aynı sorunu yaşıyor. Aşırı tüketim kalkınan ülkelerin baş sorunu..
Siyasi iktidarlar, tüketimi kısıp kalkınmayı yavaşlatmada çekingen davranır. Halkın istek sınırlarının ucu daraldıkça, bu sefer de yatırımlar zayıflar.
Ticari firmalar, avantajlar sunarak gereksiz alışverişleri körüklerler. Bunlara bankalar da kredi kolaylıklarıyla destek çıkınca tüketim hız kazanır.
Toplumlarda sakin bir müşteri yapısı bu şekilde oluşur.
Son dönemlerde kur, para ve piyasa dengeleri üzerinde beklenmeyen sonuçlar ortaya çıkınca, fiyatlarda tırmanış yaşanmaya başlandı. Hep harcayan bir toplum alışkanlığına kapılmış bulunan toplumumuzda, aile bütçeleri ciddi anlamda etkilendi. Elektrik faturalarından tutunda diğer gıda maddelerine kadar farklı farklı fiyatlarla dar gelirliler şaşkına döndü.. Hükümetin bir dizi önlemleri hemen uygulanmaya koymasıyla piyasaların ateşi hemen düşmedi. Kötü niyetli perakendeciler, stokçular fırsatçılığın arkasına sığındılar.
Memur olsun, işçi olsun, esnaf olsun, tüm bireyler için geçerli olan şey asgari refahın beklentisidir.
Sağlıklı bir aile bütçesinin mimarı olmak istiyorsanız, attığınız adımları hesaplayın..
Şimdi, gelelim dünya devletlerine..
Küresel ısınmayla boğuşuluyor. Dehşet verici seller, kasırgalar, depremler, yanardağ patlamaları felaket üstüne felaket hazırlıyor.. Burnumuzun dibinde Kuzey Irak’taki terör örgütleri boş durmuyor..
Doğan her bebeğin kulağı, silah, bomba sesleriyle doluyor.
Evrenin afetlerine, öldürücü virüs salgınlarına korkunç diyoruz ama bunların daha beterini süper güçler üretmiyor mu?
İşte Ukrayna, işte Rusya.. Karşısında blok batı ülkeleri.. Hepimiz biliyoruz ki, başında kovboy şapkası simgesiyle anılan Amerika, kan kusmaya hazır çağdaş silahların arkasında birbirlerine blöf yağdırıyorlar.. Gelişmelerin son halkasına geldiğinde Rusya biraz öne çıkarak tehditlerini eyleme geçirdi..
Problemli bölgedeki iki bağımsız küçük cumhuriyeti saflarına çekerek bağımsızlıklarını tanıdı.. Karşı blokun atak hareketleri ise ekonomik kısıtlamalarla sınırlı kaldı.. kim bilir, bu yazı yayınlandığında savaş çılgınlığına da itilmiş olurlar..
Türkiye’nin yıllardır gündemde tuttuğu derin anlamlı bir söz vardır:
“Dünya beşten büyüktür..”
Birleşmiş Milletlerde, sorun çözmekte veto hakları bulunan bu beş büyük devlet, dünya ülkelerinin kaderinde önemli rol oynarlar..
Bizim haklı Atasözlerimizden birinde şöyle bir deyim vardır:
“Terzi kendi söküğünü dikemezmiş!..”
Birbirleriyle çatışma haline düşen bu beş büyükler, şimdi hasım durumundalar..
İki ayrıcalıklı bölgeyi emrivakiyle tanıyan Rusya siyasi oyun peşinde ise, öbür bloktakiler hangi hamlelere yönelecekler?.
Bize göre, silah tüketimi ekmeğin önünde yer alıyor..
Ve Amerika Yunanistan’ı kukla gibi kullanarak Türkiye üzerinde oynatıyor.. “Hacivat’la, Karagöz”ün orta oyunculuğuna soyunmuş gibi.