SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

EGZOSLU KENTİN CAZİP BAŞKAN ADAYLARI..

İstanbul denilince aklımızın ve duygularımızın zayıfladığını hissederiz. Yaşamını bu şehirde  sürdüren insanoğlunun tek sorunu trafik işkencesidir. 

Eski yazarlar, İstanbul’un güzelliğini şiirlerle korumaya, kollamaya çalışırlardı. Martı kanatlarının süzüldüğünü noktalardan bakıldığında, İstanbul şehri renk renk değişen bir tül gibi dalgalanırdı. Usta şairlerimizden Yahya Kemal, tepeden bakıldığında İstanbul’u gönül tahtına kurulmuş bir şehire benzetmişti. Nice şairlerimiz “gelin duvağına” benzetirlerdi. Herkesin gözünde zarif bir sevgili olarak anılan İstanbul’umuz şimdi öyle mi?

Trafik yoğunluğu nedeniyle tatlı huzurdan kopan şehirde ulaşım yollarının hali ortada. Araçlar yolları aşamıyor, insanlara öfke saçıyor.

Şimdi, düşünüyoruz da, İstanbul’un estetiği kaldı mı? Çehresine yapılan sun’i makyajlarla, artık şairleri etkilemeyen bir kent oldu.. Gözlerimizin önünde araçlar ve plakaları ile diken üstünde dolaşıyor insanlarımız.

Yakın bir gelecekte araç plakalarına yazılacak harf ve rakamlar da kalmayacak gibi görünüyor. Egzoz kokularına bulaşılmış bir yaşam izleniyor..

Şimdi gelelim, İstanbul’un son kurtuluşu için verilecek çabalar..

Mart ayının sonunda şehre Belediye Başkanı seçilecek. Siyasi partiler, kendi adaylarını seçtirmek için hummalı bir yarışın içine girdiler. Hatta bu konuda ittifak arayışları bile tatlıya bağlandı. Oy ağırlıklı partiler, tombala çeker gibi aday çıkarmayacaklar.. Kaliteye, bilgiye, ihtisasa dayalı arayışlar muhakkak ki yapılmıştır. Ama, kimlikler hep bilinen kişiler üzerinde toplanmış ise özel stratejilere ihtiyaç vardır. Yani, kişiler cazip kılıflar giydirilerek öykü kahramanları haline getirilip vatandaşın beğenisine sunulmak.. Ülkemizdeki seçim mekanizmaları hep böyle işler. Oy vereceklerin eğitimleri duygusal tercihlere yönlendirilmiştir. Makamlar için oylanacak insanların temel becerileri, abartılı cümlelerle kamufle edildiği için sarımsağın kokusu sonradan anlaşılmaktadır. Bilirsiniz, insanlarımız her seçim sonrası, yaşam düzenlerinin altüst olduğundan yakınırlar.

Aylardır, İstanbul’un Büyük Şehir Belediye Başkanları adaylarını halkımız tartıya oturtmak için zaman kolluyordu.

Nihayet isimler açıklandı. Beklemede kalan adaylar varsa, onların da ilanı yakındır. Halkımız önüne konulacak vaadler sofrasındaki çeşitlerin lezzetini tatmadan imrendiği şeylere karşı ilgi duyacak. Şakalar, şiirler ve kelime oyunlarına kapılarak adaylara alkış tutacak.

İleride, bütün sorunlarından arınmış bir şehirde mutluluğun tadını çıkarmaya umut edenler; unutmasınlar ki, öfke musluğu hanelerinde mütemadiyen damlayacaktır. En başta trafik sorunları, herkesi çıldırtmakta devam edecektir.

Güzel ve kaliteli kent olmaya duyulan ilişkilerin sonucunu trafik belirleyecektir. Bunun da bugüne kadar uzmanı buluşmuş değildir. Eğer, nasır ağrısından daha beter hale gelmiş bulunan trafik keşmekeşine; hekimlik çareleri üreteceklerini söyleyenler, seçim meydanlarında nutuk atıyorsa, bir defaya mahsus, lütfen alkışlarınızdan mahrum bırakınız. Bu sizin çaresizliklerle başbaşa bırakılmanız durumlarında tek teselliniz olacaktır. Amorti bileti yerine geçecektir.

Şehrin trafik dışındaki hizmetlerine öncülük edeceklere gönül kapılarınızı açabilirsiniz. Bizim uyarımızı “müzmin hasta” omur ilik nakli bekleyen, arapsaçı trafik sorunları içindir. Çünkü, kent trafiği kıçüstü düşmüş bir durumdadır.

NİÇİN?

Babayla oğul fotoğraf çektirmek için dükkana girerler. Fotoğrafçı oğlana elini babasının omuzuna koymasını, böyle poz vermesini isteyince baba itiraz etti: “Resmin gerçeğe daha yakın olması için eline cebine soksun, daha iyi olur..” dedi.

<