Ekim zor geçecek gibi...

Nereye yetiştireceğiz, maaşları...

Ödemekte zorlandığımız ev kirası, püf dediğimiz lambanın fahiş kaynağı elektrik, günlük banyomuzu haftalığa evşirdiğimiz su, şimdilik sadece banyo suyunu ısıtmakta ve yemek yapmakta kullandığımız doğalgaz...

Isınmak için yakmak zorunda olduğumuz doğalgaz, her halde ilk faturadan sonra kesilir...

Yağ, bakliyat, süt ürünleri, et fiyatları aldı başını gidiyor...

Takatımız olmamasına rağmen peşinden koşturuyoruz, ama yetişemiyoruz...

Sebzeyi, meyveyi doyasıya yiyeniniz var mı?

Yoksa, siz de fotoğraflarıyla mı yetiniyorsunuz?..

Delik ayakkabılar pençeli, var olan elbiseler eklemeli, iç çamaşırlar lime lime...

Ne etcez?

Doğal olarak inceldikçe inceliyoruz, yaza hazırlık değil haaa...

Zorunluluktan!..

***

Tam bir hafta önce, yani 23 Eylül’de Merkez Bankası faizleri 100 baz puan düşürdü...

İyi mi, kötü mü?

Faiz iyi değildir, ama dengeleri allak bullak ediyorsa, dağınıklığı toparlamak için faiz zorunluluksa, en azından aynı seviyede tutulur...

Ekonomistler doları, yani dövizi az da olsa zıplatan faizdeki 100 baz puanlık düşüş, maliyet girdilerinde mutlaka yukarıya doğru etkili olacak!

Herşeyin, özellikle dış girdilerin, elektriğin, doğalgazın, petrolün fiyatı mutlaka artacak!

Özetle, yeni Merkez Bankası faiz kararına kadar, emtiaları, herşeyi ama herşeyi daha pahalı almak zorunda kalacağız...

Yapacak birşeyimiz de yok!

Katlanacağız...

Daha az yiyip, daha az elektrik kullanıp, daha az yıkanıp, yayan yürüyerek, doğalgazı yakmayarak yaşamaya çalışacağız!

Başarabilirsek elbette!

Allah vere bu durumda doğal felaketler yaşamayalım!

Yoksa, açlığın dışında açıkta da kalacağız!

***

Üniversiteye gitmeye hak kazananlar bin pişman!

Ev yok, barınak yok!

Kaldırımlarda parklarda hayatı devam ettirmek ne demektir, bileniniz var mı?

Geleceğimiz olan gençlerimize Allah yardımcı olsun!

İşleri Allah’a kaldı!