ELVEDA SÜLEYMANOĞLU
Aslen Türk olan ve Bulgaristan’da doğup büyüyen Naim Sülemanoğlu,
maalesef çok genç yaşta hayatını kaybetti. Gerçekten spor dünyası için büyük
kayıptır Naim.
Naim’i ilk kez halterdeki başarıları ile tanıdık. Özellikle Bulgaristan’ın
asimilasyon döneminde Sidney Olimpiyatları için gittiği Avustralya’da TC
Büyükelçiliği’ne sığındı ve ondan sonra da TC vatandaşlığına geçerek gerçek
ismi olan Naum Şalamanov ismini, “Naim Süleymanoğlu” olarak değiştirdi ve
ondan sonraki şampiyonluklara TC kimliği ile katılarak Türkiye’nin onuruna
katkı koydu.
Naim Süleymanoğlu için pek çok isimler ve lakaplar kullanılmıştır. Kimisi
“Küçük dev adam” dedi, kimisi de “Atom karınca”. Gerçekten de o yakıştırma
isimler ona yakışmıştı.
Ünlü şair rahmetlik Atilla İlhan bir şiirinde şu mısralarla “küçükle
büyüğün” farklılığını ortaya koymuştur.
Naim Süleymanoğlu’nun ölümü üzerine ilk aklıma gelen o mısralar
olmuştu. O mısralarda şöyle diyordu Atilla İlhan.
“O dev yumruklu çocuk, o çocuk yumruklu dev...”
Bu ifadeler tam da onu anlatır gibiydi.
Büyük olmak görüntü ile bağlantılı değildir. Fiziki görüntü ötesinde
başarının dinamikleridir insanın bedeninde ve yapısında egemen olan.
Rahmetlik Naim Süleymanoğlu, “Dev yumruklu çocuk”tu bana göre.
Dünya ne devlet gördü, ne canavarlar izledi. Ama böylesini hiçbir zaman
görmedi, Naim’den başka.
Eski Cumhurbaşkanlarından ve Başbakanlarından merhum Turgut Özal
zamanına denk gelmişti Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye sığınması ve
vatandaşlığa geçmesi. Hatta anımsıyorum...
Özallar onu manevi evlat olarak bağırlarına basmışlar, Çankaya’da konuk
etmişlerdi.
Sonra da onun kanatları altında Türklük ve dünya üzerinde uçmaya
başlamıştı Naim.
Naim’in Türkiye’ye sığınması, Rusya ve özellikle Bulgaristan’ı çileden
çıkarmıştı.
Sanırım Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye sığınması Bulgar Türkleri
için tam bir dönüm noktasına vesile olmuştu. İşte o dönemlerdir ki Bulgarlar,
orada yaşayan soydaşlarımızın isimlerini Rus ve Bulgar isimlerine zorla ve
işkence ile değiştirmişler ve asimilasyon operasyonlarını başlatmışlardı. O
2
dönemlerde öyle bir göç başlamıştı Bulgaristan’dan. Orada yaşayan Türkler
bütün mallarını ve anılarını arkada bırakarak Türkiye’ye sığınmaya
başlamışlardı.
Genellikle Bulgarlar yerleşim olarak Bursa ve yöresini seçmişlerdi.
Herhalde coğrafi ve manevi açıdan doğup büyüdükleri Bulgaristan topraklarına
daha bir yakın olmak için.
O günlerde Bulgar hükümeti ile Türkiye hükümeti arasında çok ciddi bir
siyasi çatışma yaşanmıştı. Türklere yapılan baskılar ve asimilasyon olayları
adeta Turgut Özal’ı çileden çıkarmış ve şöyle demişti:
“Siz bize bütün Türkleri veriniz. Bizim onları barındıracak toprağımız ve
geniş bir gönlümüz vardır. Onları ne aç bırakırız, ne de evsiz barksız.”
Turgut Özal’ın girişimi ile Bulgarlar bütün kapılarını açmışlar ve orada
yaşayan milyonlarca Türk, Türkiye’ye göç etmişlerdi. Tabii ki kalmak isteyen
veya topraklarından kopmak istemeyen orada kalmıştı. Lakin bu olaydan sonra
da Bulgar Hükümeti ayağını denk almış ve asimilasyondan vaz geçmişti.
O dönemde KKTC’ye bile göç eden Bulgar Türkleri olmuştur. Onların
kültürleri sanırım bize daha yakındı. Çünkü onlarla daha bir frekanslarımız
uyuşmuş ve biz de onlara bütün olanaklarımızı önlerine sermiştik, tıpkı TC
vatandaşlarına serdiğimiz gibi. Hatta iskan uygulamasının sonlarında bile
bazılarına evler vermiştik.
Yeniden Naim Süleymanoğlu’na dönecek olursak...
Onun hayatı, bir filme konu olacak kadar zengin ve müthiş etkileyici
olur. Anımsadığım kadarı ile bir kentte onun heykelini dikmişlerdi.
Onun boyu çok küçüktü ama ünü ve başarıları boyundan çok çok uzun ve
büyüktü.
Ve düşünüyorum... Naim’in çok sıkı disiplin altında hayatı boyunca
yapmış olduğu ağır sporların sonucu mu onun hayatını bitiren?
O, çok büyük başarılara imza attı ama sağlığı da gitti zavallının. Eylül
ayından beri sağlığı ile cebelleşti durdu. Yakalandığı siroz hastalığına bağlı
karaciğer yetmezliği sonucunda karaciğer nakli yapılmış, nakil sonrasında da
beyin kanaması geçirmiş.
Azrail kapıyı çalmıştı bir kere. Ölüm sinyalleri gelmeye başlamıştı. Ve
sonunda o küçük, ama büyük adam bu dünyadan göçtü gitti, arkasında da çok
derin ve anlamlı izler bıraktı.
Allah’tan ona gani gani rahmetler dilerim.
Elveda Naim Süleymanoğlu...