M. RIDVAN SADIKOĞLU

M. RIDVAN SADIKOĞLU

İNSAN İNSANA EMANETTİR

ERCİŞ; UMUDUMUN YENİDEN YEŞERDİĞİ COĞRAFYA (2)

Başaracağız

“Neden tefekkürümüze yön verecek, sanatıyla çığır açacak, şiiriyle kalbimizi sorgulatacak, eseriyle yarınlara mühür vuracak insanlar artık yetişmiyor?” diye sordum hep zihnimin duvarlarında, bazen de bunu ulu orta avazım çıktığı kadar dile getirdim. 

Ancak Erciş İlçemizdeki gözlemlerim bu özlem duyduğumuz insan modelinin bu bölgeden hem de en kısa sürede çıkacağına dair umutlarımı yeşertti. 

Neden Erciş” diye sorarsanız hafızamda yankılanan uzun bir cümle özetliyor sanırım bunu; gelişiyle cümle noksanlarımızı tamam eyleyecek; bize kim olduğumuzu hatırlatacak, bu yangın yerinde ne aradığımızı kalbimizi parçalarcasına ihtar edecek, kul olmanın, bilmenin, tanımanın kapısını sihirli bir el gibi aralayacak samimiyet var çünkü burada

Delil arayanın çok eskiye, çok uzağa gitmesine gerek yok. Aklımızca bulunacak cevaplardan ziyade, kalbimizi suallerle kıvrandıracak bu samimiyete muhtacız zira. Anladıkça dertlenir miyiz bilmem ama dertlendikçe anlayacağımız kesin. Dertleneceğiz. Kalbimizi alev alev saran cezbe ve şevk ile: “Bugün bu mümbit coğrafya için ne yaptın” sualinin, “Bugün Allah için ne yaptın”dan farkı olmadığını idrak edecek ulvi sarhoşluğa ereceğiz.

Kimbilir, belki de bu yüzden “bu coğrafya alem-i İslâm için bir umuttur” derim hep. Bu umudun yeşerttiği gayretle olsa gerek kimin yüzünde ufak bir ızdırap, gönlünde sebepsiz bir hüzün, halinde asil bir dert sezdiysek yaklaştık yanına, umudumuzu paylaştık. Kalbi kırıkları, mahzunları, garipleri Allah sever dedik. Allah’ını seven bu coğrafyayı sevsin istedik. 

Bu bilinçle yoğrulduğumuz zaman gönül çölümüze hicret edip sorduk: 

Bu ülke yok olsun diye uğraşanlara alkış tutanlardan mıyız, bu ülke var olsun diye her şeyi göze alabilenlerden mi?

Güzelim ülkem tüm zerrelerimle iman ediyorum ki Erciş gibi yerlerimiz, ordaki irfan ordusu gibi adanmış ruhlarıyla yüreklerini taşın altına koyan iman erlerimiz oldukça herşeyi göze alarak vatanına sahip çıkanlarla var olmaya devam edecek.

Kabul ediyorum eğitimden kültüre, şehirden ahlâka, liyakatten mihenge, şahsiyetten üsluba kadar adı baktığımız yere göre değişen pek çok tekrar eden hatamız, ne yapsak düzeltemediğimiz yanlışımız var.

Ama saklı nüfusla beraber 300.000’i aşan bir nüfus yoğunluğuna sahip olan Erciş’te başta İlçe Kaymakamı ve aynı zamanda koca ilçenin belediye başkanlığını da yürüten Sn Nuri Mehmetbeyoğlu ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Sn Erol Şimşek’in lokomotif görevini üstlendiği; varlığıyla tefekkürün, aksiyonun, çilenin hudutlarını zorlayan; aklın büyük sorularını kalbin mütevazı duruşu önünde diz çöktüren; kelimeler hizasında adam yetiştiren; düşünce dünyasına bizce bakışın asil ve ulvi yalnızlığını taşıyan; yokluğu emeklerine katık edinen; almaya değil vermeye geldiğinin farkında; zaferin asıl sahibiyle hemhal sefere memur olduğunun idrakinde bir irfan ordusu var. 

Bir Trabzonlu meslektaşımın “bir öğrenci kurtulsun ben herşeyimi veririm” sözüyle gözlerimi yaşartan adanmışlık, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sn Erol Şimşek’in “bu çocuklar bizim ve hiçbirini kaybetmeye niyetimiz yok” sözünü destekleyen insanüstü çaba ve gayreti, İlçe Kaymakamımız Sn Nuri Mehmetbeyoğlu’nun “okulları ziyaret ettiğimde kurum müdürlerinin, sınıfları ziyaret ettiğimde öğretmenlerimizin masasında kitap olup olmadığını gözlemliyorum” sözünü onaylayan kitap sevdası “neden Erciş?” sorusuna cevap verir nitelikte. 

Eksikler, aksaklıklar yok mu tabi ki var, olacaktır da. Ancak bunları ”en kısa sürede nasıl gideririm” adına ortada ciddi bir çaba, her bir ferdi “hazine” olarak gören bir bilinç, en önemlisi de adanmışlık ruhu üzerine bine edilen bir ekip çalışması mevcut. 

Zira farkındalar…

Kaliteyi artıracak ve insan gücü planlaması yapacak olan da onlar, bilimi geliştirecek olan, onun doğru ellerde gelişmesini ve doğru kullanılmasını sağlayacak da onlar. Çocuklarımızın ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yol haritası çizecek olan da onlar, aldıkları eğitimi Ar-Ge ile destekleyip katma değeri yüksek ürüne dönüştürmesine önayak olacak da yine onlar.

Öyle ya, karanlığa karşı mücadele verecekseniz önce içinizdeki karanlıkları aydınlığa boğmalısınız. 

Marifet iltifata tabidir” der ya hani arifler; başta Milli Eğitim Bakanlığımız olmak üzere İl Valiliğimize çağrım olsun “çocuklar, değerleri kulaklarıyla değil, gözleriyle, iyi örneklerle ve iyi rol modellerle kazanırlar” realitesinin farkında olan ve yaşları kaç olursa olsun ellerinden, yüreklerinden öptüğüm okul müdürleri ve öğretmenlik kavramının altını ziyadesiyle dolduran meslektaşlarımın taltifi mevcut enerjiye çok ciddi bir sinerji katacak ve inanıyorum ki mevcut potansiyel değil sadece bölgenin ülkenin yarınlarının da inşasına çok ciddi bir katkı sağlayacaktır. Zira unutmamalıyız ki bizi sevmeyenler çok kaliteli olduğu için kazanmıyorlar; biz bayağılıktan kurtulamadığımız için kaybediyoruz.

Başta güzide Kaymakamımız olmak üzere, gönül eri İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün şahsında ilçedeki yürek ülkesini inşa etmek için hiç bitmeyen bir heyecan ve hep diri bir umutla mücadele eden okul müdürlerim ve meslektaşlarıma selam olsun

(Bitti)

<