Eşit insan…
nsanlar eşit mi?
Yaslalar bakarsanız evet… Hatta anayasal bir güvence…
Ammma…
Pratik hiçte öyle demiyor…
İnsanoğlu yaradılışında eşit değil…
Fiziken eşit değil…
Kimi uzun boylu, kimi kısa, hatta cüce…
Kimi iri yapılı kimi ufak tefek..
Aklen eşit değil…
Kimi üstün zekalı, kimi vasat, kimi otistik, kimi geri…
Hatta tıbben eşit değil…
Ya doğuştan özürlü, ya doğuştan kalbi delik veya zayıf bünyeli…
İnsanoğlu yaşamı boyunca eşit değil;
Kimi amele, kimi genel müdür
Kimi doğuştan fukara, kimi doğuştan trilyoner…
Bakmayın o felsefecilerin eşit teranesine…
Ve yasa yapıcıların, felsefecinin hezeyanına uyup, uydurduğu “eşitlik” teranesine kanarak yazdığı, “kanun önünde herkes eşittir” lafına…
Felsefecinin bu önermesine kendisinin de inanmadığı bir gerçek..
Şimdi tartışma bu eşitlik kavramın gevşetilmesi…
Deniyor ki; cezalardaki eşitlik, doğanın gerçeğine pratikte yaşanan göre değiştirilsin…
Öne mantıklı gibi…
Yani trafikte hata yapan bir adama, kazancına göre ceza vereceksin…
Yani kırmızı ışığı “iğfal” eden fukaraya 50, zengine 350 TL ceza vereceksin…
Adam ezip öldüren fukaraya müebbet, zengine idam…
Plağı değiştirelim, fukaralık nedeniyle hırsızlık yapana 3 yıl denetimli ceza, yolsuzluk yaparak milleti soyana 50 yıl hapis…
Kulağa hoş geliyor…
Neden, çünkü şimdiki uygulama bu işin tam tersi durumunda da ondan..
Vaziyet böyle olunca da elbette böylesi absürt öneriler gelebiliyor…
Önemli olanın iyi vatandaşlık eğitimini vermenin olduğunu öğrenmek yerine böylesi yollara sapıyoruz..
Ama bizim de bir teklifimiz var.
Cezalarda eşitlik korunsun…
Ama zengine her kaza sonrası bir şımarıklık ve terbiyesizlik cezası verilsin…
Neden mi…
Zengin olmanın bir de yükümlülüğü vardır; zenginseniz topluma bir borcunuz vardır.
Çünkü zenginlik bir başkasının refahını baskılayarak elde edilen bir başarıdır…
Her hata bu ülkenin milli gelirinden çalınan paydır…
Çıkan ekstra fatura bu nedenledir…
Neyse…
Yeni yılınız kutlu olsun… Ve her şey eşit olsun…
İnşallah…