ESNAF ÖRNEK ALINMALIDIR..
Esnaf ve Sanatkarlarımızın asırlar boyu uyguladığı “siftah ve bereket” kuralı, alışveriş piyasasındaki önemini hiçbir vakit unutturmadı..
Son zamanlarda semt ve mahalle esnafı arasında dikkat çeken bir gelişme gözlerden kaçmamalıdır.
Esnafın ‘siftah’ sözcüğü kayboldu, silindi derken semtlerdeki ticaretle bir dirilmenin emarelerini görüyoruz.
Şaşırtıcı bir tablo ortaya çıkıyor.
Bankalar, finans çevreleri esnafa kredi yarışına giriyor.. Müşteri piyasasını, semt esnafına özendirme kampanyaları düzenleniyor.
Çağımızın ekonomisinin geliştirdiği ve piyasaya sürdüğü süpermarketler esnafa ‘siftah ve bereket’ sözcüğünü unutturmuştur.
TESK’in verimli politikalarıyla piyasalar gerçekle yüzleştirildi.
Klasik bakkal görüntüsü yeni imaja büründü.
Semt ve mahalle esnafı elektronik araçları kullanabiliyor.
Esnaf sipariş verilen tüm ürünleri kapıdan kapıya götürebiliyor.
Süpermarketlerin paralelinde birden büyüyen esnaf görüntüsü var.
Esnaf büyüsün, ayakta kalsın diye semtlere mahallelere karşı müşteri kazandırıcı cazip girişimler sürdürülüyor.
Esnafın dükkanına, servis sepetine ‘siftah ve bereket’ sözcükleri damlıyor.
‘Siftah ve bereket’ sözcüğünde, helal ticaretin büyük anlamı yüklüdür.
Kendisi siftah ettikten sonra komşusunun siftah etmesini bekleyen esnafın ticarete yerleştirdiği bu piyasa kültürü hangi düzende var?
Gün içinde yapılan ilk alışveriş esnaf için ‘uğur’ sayılır.
Siftah ve bereket dilekleri sabahın ilk ışıklarıyla dükkanını açan esnafın işyeri duasıdır.
Siftah müşteriden bereket Allah’tan altın kuralını işleten semt esnafının sosyal yaşamımızdaki etkinliği çok önemlidir.
Semtlerin aile yapılarıyla bütünleşen mahalle esnafının bu yönü, büyük marketler hegemonyasına mesaj sayılmalıdır.
Şöyle ki;
‘Siftah’ sözcüğünün insani ve ahlaki motifini, süpermarketlerin acımasız ticaret kurallarında bulmak mümkün değildir. Onlar sadece büyük karlara endekslidirler.
Esnaf ise müşteriye karşı şefkatli, insani tarafı çok zengin bir yapıdadır.
Esnafın, fakirin, fukaranın, garip gurabanın, gerektiğinde borcunu defterden siler.
Süpermarketler ise icraya gider.
Sosyal sorumluluk projelerinde esnaf örnek alınmalıdır.
Her dükkanın tezgahına bırakılan ‘siftah’ parası, helal kazancın alt yapısını oluşturur.
Siftah sözcüğündeki insani tavır ve davranış, alışverişte hileye kaçmamayı belirler.
Çarşı - pazar yerlerinde yapılan araştırmalarda esnafın turistlere karşı güleryüz, nezaket, yardım, ikram ve temizlik konusunda ülkenin tanıtılmasına katkı sağladıkları tesbit edilmiştir.
Esnafımızın geleneksel ticaret türünü merak ederek semt pazarlarımıza ilgi duyan turist kafilelerine fahiş fiyatla mal satmaya, bozuk ve defolu ürünleri vermeye, ellerinden kollarından çekerek alışverişe zorlamaya kalkan satıcılara karşı uygulanan eğitimler de yararlı olmaktadır.
Ülkemize gelen konukları geldiğine pişman edecek davranışların önlenmesi konusunda kamera tesbitlerinden de yararlandığı bilgisi verilmektedir.
Sonuca bakıldığında esnafın ekonomimizin zaafı değil, gücü olduğu anlaşılmıştır. Piyasaları göz ucuyla süzenler, esnafımızdaki bu imaj yenilenmesini fark ettiklerini belirtiyorlar.
Sözümüzün burasında Tolstoy’u anmadan geçmeyelim:
“Nasıl kafa sayısı kadar düşünce sayısı varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır..”