CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

ETİKETLER – SERVİSLER

Sevgili dostlar, markette alış-verişteyiz. Satın almadan önce ihtiyacımız olan bir ürünün kendisi hakkında bilgi edinmek istiyoruz. Üzerinde yazılan açıklamaları okumaya başlıyoruz, daha doğrusu okumaya çalışıyoruz. Bir çok yerini okuyamıyoruz. Benim yaşımda olanlar, hatta hem yakın ve hem de uzak gözlüklerinin ikisini birden üst üste takıp okumaya çalışıyorlar. Olmuyor. Daha aydınlık olur düşüncesiyle bir ışığın altına gidiyoruz. Bu kez okumak tamamen imkansızlaşıyor. Çünkü zaten çok ama çok küçük puntolarla yazılan yazıları bu kez de ambalajda ışığın yansıması yüzünden okuyamıyoruz.

Ancak ürünün adı ve markası gözlüksüz bile çok net ve kolaylıkla okunuyor !..

Neden böyle oluyor ?..

Başka bir yönden ele alacak olursak, ambalajlı ürünlerde açıklama, gramaj, fiyat konusunda tam bir sistem karmaşası var. Bütün bu bilgiler her ürünün ambalajında çok değişik ve ilgisiz yerlerde tüketiciye zorluk çıkaracak şekilde bulunuyor.

Buna neden gerek duyuluyor ?..

Belirlenmiş bir standart tespit edilemez mi ?

Garantisi ve yetkili tamir servisi olan bir eşya alıyoruz. Bir süre sonra da oluşan arıza nedeniyle  tamir servisine müracaat etmek zorunda kalıyoruz. Ama hangi tamir servisine ?..

Eğer pür dikkat kesilmezseniz internette ya da işyeri kartvizitinde bir takım çok ama çok küçük noktalama işaretleri gibi bazı farklılıklar yüzünden anlaşılması zor, kurumun kendisiyle ilgili olmayan ama kurumun kendi yetkili servisiymiş gibi hareket eden bir yetkisiz servis elemanı gelip dikiliyor karşınıza. Farkına varmazsanız, yapılan işle ilgili ortaya çıkabilecek herhangi bir problemde başınızı vurmak için taşların en sertini arayın… 

Konuyu anlatmak için firmanın kendisini aradığınızda ise bir şey daha öğreniyorsunuz, bu gibi servislerin firmayla ilgisi olmayan yetkisiz servisler olduğunu ve dolayısıyla yapılan tamiratın da firma tarafından ister istemez haklı olarak yükümlenen bir garantisinin olmadığını…

Siz istediğiniz kadar yanıltıldığınızı, aldatıldığınızı bunu önlemenin, müşterisini korumanın firmanın kendi yükümlülüğünde olması gerektiğini anlatın durun… 

Alacağınız yanıt şudur;

“ Haklısınız ama efendim, biz bunları önlemeye çalışıyoruz da her seferinde yeniden faaliyete geçiyorlar !.. “

Tüketiciyi Koruma Kanunu var, Tüketici Mahkemesi var, Tüketici Hakem heyeti var. Bütün bunlar olmasına rağmen tüketiciyi aldatmanın kandırmanın ötesinde, size mal satarak  para kazanan bir kuruluşun markasını öne sürerek, cebinizdeki parayı haksızca almak için size tuzak kuranlar var. Bu yollarla kazanç sağlamaktan utanç duymayanlar var...

Paramızla alış veriş yapmaktan başka günahımız olmadığı halde, hakkımızı aramak amacıyla durup dururken en değerli zamanımızı harcayarak neden yukarıdaki yollara başvurmak zorunda kalıyoruz ? Bu tür yetkisiz servislerin, markası ve adı benzetilerek taklit edilen  firmalar ve yetkili kuruluşlarca tüketiciyi aldatmalarını önlemek için gerekli etkin tedbirleri almaları gerekmez mi ?.. 

Değerli okurlar, Avrupa Birliğine katılımın gereği ve temelinde insan yaşayışıyla ilgili, hiçbir boşluğa yer vermemek amacıyla, devamlı olarak ortaya çıkan yeni yönetmelikler ve kurallar nedeniyle sürekli evrilen Avrupa Birliği Müktesebatı 130.000 sayfa ve 35 fasıldan oluşmaktadır. 

Söz  konusu  35  faslın ,  12. Faslı Gıda Güvenliği, Veteriner ve Bitki Sağlığı  ile  28. Faslı Tüketicinin ve Sağlığın Korunması başlıklarını taşımaktadır.

Bu bilgiyi verdikten sonra tüketici olarak yukarıda gündeme getirdiklerimizin ne denli önem arz ettiğini  söylemeye gerek yok sanırım… 

Esen kalın.

<