CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

EVET, BEN DE !..

Kendini sütre gerisinde yazılarımı gizlice okuyan eski bir dost, gene içinden sitem edip ;
“He , zaten eskilerini baş ettin!.. Ne tez yeni dostlar edindin” diyecektir.
Etsin; etsin de … Haksızlık etmesin; kazın ayağı öyle değil; Vallahi değil…
Bir durum tespiti yaparak, onları bir tarafta tutmuştum. Bana göre dost , dostuna
vefasızlık etmez, her zaman arar sorar…
Ben de dünya gailesiyle hayli zamandır haşır neşir olup, sağa sola bakmamış, kendi
kendime “ şu fani dünyada başı benden fazla belada olan bir kişi var mıdır? diye hüzünlenip
durmuştum…
Günlerden bir gün, bir yerlerden kopan özel bir taş “dank ! “ edip kafama düşünce
kendime geldim. Şu fani dünyada eski dostlarım da vardı ; şimdi ne haldedirler? Onlar beni
arayıp sormadılar. Olsun ; bari ben sorayım, dedim.
Arada şehirler arası uzaklık bulunduğundan bunlardan birine telefon edip hal hatırını
sordum.
Eski dost, mutad olduğu üzere, “iyiyim” dedi. Ben de bu beyanını , içinde bulunduğu
durumun ayak üstü konuşulmayacak nezaketine bağlayarak, ben de “ iyiyim” beyanıyla
yetindim. ..
Sohbetin bundan sonrasını “ havadan sudan konuşmaya” hasrettik..
Anladığım kadarıyla eski dostumun medar-ı maişeti iyi... Yat , kat sahibi değilse de ,
atadan zengin; çoluk çocuğunu okutmuş. meslek sahibi/adam etmiş…
Zurnada peşrev olunmayacağı gibi eski dostlar arasındaki sohbetlerde de önsöz olmaz .
Ben ,tutup yekten; iktidarın hizmetlerinin takdire değer olduğunu beyan edip “Erdoğan”
,dediğimde , dostum bana kısaca “sen de mi?” siteminde bulundu. Ben de ona kısaca,
“Evet, ben de” diye karşılığını verdim.
Telefonu kapattıktan sonra kalkıp sağlık kuruluşlarının çalışmalarını denetleyen bir devlet
dairesine gittim.
Dairenin başına genç, dinamik biri atanmış. Koltuğuna baktım, oturana yakışmış.
Masasındaki isimliğe baktım. İsminin başında “doç.dr” titrini okudum.
İktidarın bu akademik düzeydeki seçimini pek beğendim. Kendisine ortak bir dostun
selamını ilettim. Selamını alıp çekmecesine koydu. Benimle tanıştığına memnun
olduğunu söyleyince ,ben de aynıyla mukabelede bulundum…
Sanki hafiflemiştim. Ne için bilmiyorum; kendi kendime “ evet,ben de!” dedim…

<