F E L S E F E
Herkesin bildiği ünlü bir söz vardır, düşünme yetisi olan bir insanın öncelikle
söylemesi gereken bir sözdür bu ; “Düşünüyorum , öyleyse varım.” ( Descart ) temel
prensip bu ise öyleyse önce özgürçe düşünebilmekten ve sorgulamaktan korkmamak
gerekir.
Sorgulamada önce kendimizden başlamak gerekir, yaşamın neresinde
durduğumuzu yani gerçekten yaşıyormuyum yada yaşayan ölümüyüm , dolayısı ile de
yaşıyormuş gibi yapıp , yapmadığımızı sorgulamamız gerek.
İnsan kültürleri farklı da olsa her uygar toplumda özgür düşünebilmenin ve
sorgulamanın ne ölçüde etkin olduğu ortadır. İnsanlar önce avcı ve toplayıcı olarak
binlerce yıl yaşadılar hiçbir şey bilmeden güneşe , yağmura, kara, gökgürültüsüne,
doğuma ve ölüme dair hep korku ile yaklaştılar, korkunun çaresini korktukları şeylere
boyun eymekle buldular, onlara taptılar, tanrıları yarattılar, bilmediklerini güç odağı
yaptılar, toprağı işlediler, kentli oldular, yazıyı keşfettiler , örf ve adet kurallarını
oluşturdular bunları yazılı yasalara çevirdiler buruya kadar herşey iyiydi.
Ama birgün geldi bilmek için bilmek isteyince ortalık karıştı bilmek isteyenler ve
istemeyenler ayrıştılar, dogmalar bilimin önüne set çektiler ve insanlar aydınlanana
kadar dünyayı yönetir oldular, bu muhteşem ve zorlu yolculuğun kılavuzu aydınlıktan
yana olanlar için felsefe idi ve kazandılar.
Bilimin , bilginin , özgür düşüncenin ve sorgulamanın çarpık çıkar ilişkilerini ortaya
çıkaracağından korkanlar daima sorgulayanları ezdiler ve öldürdüler.
Sokrates ve Galileo bunların en ünlüleridir, malesef halada sürmüyor mu
dünyamızın geri kalmış ülkelerinde bilgiyi ve gerçeği ve istenilen özgürlükleri dine
sığınarak engelleme çabaları?
Felsefe bir azınlığın işi değildir, o toplum katmanlarına ne kadar inerse o toplumun
o kadar yükseleceğidir, bugün ne yazık ki okullarımızda felsefe ve mantık yok, ya da
çok kısa programlarda seçmeli olarak okutuluyor, felsefenin engellendiği bir ülkede
özgür düşünce olmaz, felsefe olmadan, felsefe okumadan özgürleşmek asla mümkün
değildir.
Diderot diyor ki ; “Felsefenin sustuğu yerde adalet aklını yitirir”
Lise yıllarında matematik ve tarih dersi kadar felsefe, mantık, sosyoloji ve latince
dersleri vardı, o zaman öğrendik felsefenin tün bilimlerin anası olduğunu , doğaya,
insana ve dünyaya ilişkin bilgilerin ve kavramların tümünün güvenilir ve anlamlı olup ,
olmadıklarını yaşama katkıların sorgulayıp araştırmaya ve tartışmaya yaradıklarını ve
mantıklı bir insan olabilmenin ve akıl yürütebilmenin önemini ......