CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

FAİLÜN… FAİLATUN… MEFAİLÜN…

Adet oldu; ismi lazım değil;  mezkur fırkanın  kongreleri yaklaşırken  içeride  bazı   kıpraşmalar oluyor. Bu kıpraşmalarda   fırka mensupları masa sandalya ile birbirine  giriyor; masalar  sandalyeler havalarda uçuşuyor. Bu yüzden  umumi efkar bu mevsimde   şeşi beş , hususi fikir sahipleri de  elifi mertek görmeye başlıyor.

Bana sorarsanız tavsiyem;  N’olur n’olmaz , kongre kavgalarının ortasında durmayın. Kenar  durup izleyin. Başınıza doğru havale olunabilecek  masa sandalyelerden kendinizi muhafaza edin. Neyse laf orada değil…

Hususi haber kaynağım   ravi arkadaşıma hadiseyi yeniden çerçeveleyip özetlemesini rica ettim. Sağ olsun  akıl almaz hadiseyi yeniden çerçeveleyüp özetledi.  Buna  göre eski yazmalarda ismi  failün olarak kodlanan biri “ bir bardak çay içmek için gizlice ” saraya gitmiş.  Bunu gören(?) bir avare kasnak  gazeteci yememiş içmemiş, haberi(?)  masa başında kendi halinde makaleler yazan 1931 doğumlu meslek büyüğüne  iyilik olsun(?)  diye iletmiş. 

Fırka çevrelerinde  gazetelerin şahı, amiral gemisi olarak itibar gören gazetenin başyazarı sorgulamadan  basmış “şok”  haberi… Tabii haber manşetlere çıkınca da herkes  (?), tabii  en başta iki de bir  fırka katib-i umumisi adayı olarak  ortaya çıkan, cumhurbaşkanı adaylığıyla zihinlere ismi  “ Failün “ olarak  kodlanan şahıs şok geçirmiş. 

Çıkmış er  meydanına ,  görüşme yapan mefailünsüzdür, diye  bir nara  atmış.  

Hemen  katib-i umumiye  telefon edip , Sayın genel başkanım  mefailüme  leke getiriliyor. Nazarı dikkatinizi celbederim, her şeyden önce fırkamız  zarar görüyor.Buyrun ,gerçek  failün kim ise  açıkla da önce ben sonra da zavallı fırkamız kurtulsun, demiş.

Genel  başkan ise ,  “sonra” deyip  bıyık altında gülüp  gitmiş. 

Bu hadiseler olurken fırka , çeşitli dedikodu, kavga, entrika, başını alıp bilinmedik bir mecraya doğru sürüklenmekte  devam etmekte imiş.

 “ Failün”   ise bu “provakasyon”un  genel başkanlık seçimlerinde  önünü kesmek için , geçen yaz , mehtapta ,bir tekne gezisinde   bazı partili  çeteler tarafından  tanzim  edildiğini , bu hadisede  adı geçen gazeteciler hakkında    8 kuruşluk tazminat davası açtığını beyan  etmiş. 

 Ravi arkadaş sözlerini şöyle bağlıyor;  O fırka cephesinden tespit edebileceğimiz  yeni bir şey  yok .  Dedikodu devam ediyor.  Kim kim ile görüşmüş?  Kim söylemiş ?  Kim yazmış ? 

Bana sorarsanız günlerdir  tartışılan konu  aslında   failün, failatun,mefailün’den ibaret… 

 

<