FAİLÜN… FAİLATUN… MEFAİLÜN…
Adet oldu; ismi lazım değil; mezkur fırkanın kongreleri yaklaşırken içeride bazı kıpraşmalar oluyor. Bu kıpraşmalarda fırka mensupları masa sandalya ile birbirine giriyor; masalar sandalyeler havalarda uçuşuyor. Bu yüzden umumi efkar bu mevsimde şeşi beş , hususi fikir sahipleri de elifi mertek görmeye başlıyor.
Bana sorarsanız tavsiyem; N’olur n’olmaz , kongre kavgalarının ortasında durmayın. Kenar durup izleyin. Başınıza doğru havale olunabilecek masa sandalyelerden kendinizi muhafaza edin. Neyse laf orada değil…
Hususi haber kaynağım ravi arkadaşıma hadiseyi yeniden çerçeveleyip özetlemesini rica ettim. Sağ olsun akıl almaz hadiseyi yeniden çerçeveleyüp özetledi. Buna göre eski yazmalarda ismi failün olarak kodlanan biri “ bir bardak çay içmek için gizlice ” saraya gitmiş. Bunu gören(?) bir avare kasnak gazeteci yememiş içmemiş, haberi(?) masa başında kendi halinde makaleler yazan 1931 doğumlu meslek büyüğüne iyilik olsun(?) diye iletmiş.
Fırka çevrelerinde gazetelerin şahı, amiral gemisi olarak itibar gören gazetenin başyazarı sorgulamadan basmış “şok” haberi… Tabii haber manşetlere çıkınca da herkes (?), tabii en başta iki de bir fırka katib-i umumisi adayı olarak ortaya çıkan, cumhurbaşkanı adaylığıyla zihinlere ismi “ Failün “ olarak kodlanan şahıs şok geçirmiş.
Çıkmış er meydanına , görüşme yapan mefailünsüzdür, diye bir nara atmış.
Hemen katib-i umumiye telefon edip , Sayın genel başkanım mefailüme leke getiriliyor. Nazarı dikkatinizi celbederim, her şeyden önce fırkamız zarar görüyor.Buyrun ,gerçek failün kim ise açıkla da önce ben sonra da zavallı fırkamız kurtulsun, demiş.
Genel başkan ise , “sonra” deyip bıyık altında gülüp gitmiş.
Bu hadiseler olurken fırka , çeşitli dedikodu, kavga, entrika, başını alıp bilinmedik bir mecraya doğru sürüklenmekte devam etmekte imiş.
“ Failün” ise bu “provakasyon”un genel başkanlık seçimlerinde önünü kesmek için , geçen yaz , mehtapta ,bir tekne gezisinde bazı partili çeteler tarafından tanzim edildiğini , bu hadisede adı geçen gazeteciler hakkında 8 kuruşluk tazminat davası açtığını beyan etmiş.
Ravi arkadaş sözlerini şöyle bağlıyor; O fırka cephesinden tespit edebileceğimiz yeni bir şey yok . Dedikodu devam ediyor. Kim kim ile görüşmüş? Kim söylemiş ? Kim yazmış ?
Bana sorarsanız günlerdir tartışılan konu aslında failün, failatun,mefailün’den ibaret…