FARKLI OLMAK
Farklı olmak, dikkat çekmek, ilgi odağı olmak her insanın doğasında vardır.. Bu duyguları eyleme dökmek için kendince bir takım yöntemler geliştirir. Çocuklukta daha masumane olan bu yöntemler, büyüdükçe farklılaşır ve çeşitlilik kazanır. Hatta bazen tehlikeli boyutlara ulaşır.
Ama hiç kimse doğuştan kendisinde var olan yetenek ve karakteristik özellikleriyle farklı olduğunun bilincinde değildir. Bu yüzden hep bir arayış içindedir. Bu arayış serüveni içinde hiç kendisine bakmaz, çoğunlukla kendisini görmez, gereksinimi olmadığı halde dayatılan farklılık modelini benimser.
İnsanoğlunun özünde var olan bu özellik aslında kötü bir şey değildir. İyi işlenirse, insan muhteşem bir varlığa dönüşür, hem kendisi hem tüm insanlık için faydalı hale gelir. Ama kötü kullanılırsa insanlığın yok oluşuna sebep olabilir.
İnsandaki bu özelliği çıkarları için kullanmak isteyen art niyetliler işte tam burada devreye girerler ve dayatma farklılık yöntemleri sunmaya başlarlar. Sundukları bu yöntemleri bir karşılık yaratarak çok cazip hale getirirler. Uygulandığında para ve şöhretin garanti olduğunu her defasında üstüne basa basa vurgularlar.
Moda, müzik, spor, kültür ve sanat, legal ve illegal örgütler en çok kullanılan enstrümanlardır..
Mesela, Bob Marley “Bu hayatta farklı ol! Değiş, geliş, keşfet, yüksel! Sonunda tek ol!” der.
Steve Jobs, “Farklı olun, farklı düşünün; Sıradan işler yapmaktansa aykırı işler ortaya koymak size farklılığı getirecektir” diyerek farklı bir farklılık portresiyle çıkar karşımıza.
Yani insanın kendi farklılığıyla farklı olmasına izin vermez emperyalist düzenin sahipleri. İstedikleri gibi farklı olunması için ellerinden ne geliyorsa yaparlar. Beyinlerine kazıyarak istedikleri farklı insan modelini ortaya çıkarırlar.
Caddelerde insan kümelerine baktığımız zaman, hemen herkesin işaretlendiğini ve bir takım kişi ve kişilere farkında olmadan hizmet ettiğini görürüz.
Kültür ve fikir yerine görsellikle farklı olunduğunu zanneden ve kendileri olmaktan çıkanlar, aslında farklılıklarını kaybettiklerinin farkında değillerdir.
Aile ve toplumun değer yargısı çok önemlidir. Her aile çocuğunun farklılığının farkına vararak yetiştirse ve bunu çocuğuna hissettirirse o çocuk başka farklılıklara takılıp kalmaz.
Toplum değer verdiği farklılıkların ne olduğunun bilincine ulaşırsa konu kendiliğinden çözülür.
Her insan doğuştan farklıdır ve bu farklılık çok büyük bir zenginliktir. Önemli olan bu farlılığa değer vermektir.
Farklılık konusunda bakın Muhammed İkbal ne diyor:
“Aynı gökte uçarlar ama kuzgunun dünyası başka, şahinin dünyası başkadır.”
Her insan kendi farklılığıyla üstündür ve gereklidir. Başkaca giydirilen farklılık elbiseleri eğretidir ve güzel durmaz. Kimsenin kimseye üstünlüğü de yoktur. Yeter ki kendimiz olabilelim.
C. Guevara’nın bir sözüyle nokta koyalım yazıya.
“Ne kadar farklı olursa olsun; sana ait olmayana tenezzül etme. Ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan asla vazgeçme”