CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

FIRTINADA...

Geçen günkü fırtınada Üsküdar Doğancılar Parkında medyanın gözünden kaçan bazı
önemli olaylar oldu.
Fırtınanın ertesi günü parkın önünden otobüsle geçerken parkın Tunus bağı
caddesine çıkan kapısı civarında bulunan asırlık çınarın devrilmiş olduğunu gördüm.
Bu parkta kumrular, kargalar, martılar, kediler ve köpekler gezinip çevre
lokantalardan getirilen yemek artıklarını yerler...
Geride kalanlara bakanlar fırtınanın korkunçluğuna hükmettiler...Burada bir kıyamet
kopmuştu...
Fırtına koptuğunda bu parkın bir müdavimi buradaydı... Bu şahıs, emniyet
kayıtlarında “ evsiz , berduş, serseri , zararsız ” olarak belirtilen bankamatik önünde yatan
biriydi. Saat beş olunca parkın alçak duvarı üzerinde akşamı bekler, ara sıra boynunu
uzatarak bankamatiği gözetlerdi.
O gün fırtınadan önce “biraz” içmişti.
Güneş ikindiyi aşana kadar park civarında geziniyor, ağaçlara, kuşlara, çiçeklere ,
böceklere bakıyor, zaman geçiriyordu.
Bir zaman sonra gitti , oradan geçen yorgun bir yolculardan biriymiş gibi banka sırtını
verip gerindi, kaşındı.
O gün oradan, yayınevi sahibi meşhur gazeteci Kadir Mısıroğlu geçti. Karşı tarihi
caminin avlusundaki yayınevinin sahibiydi. Gençlere bilgilerini aktarırdı.
Kadir Bey , “yorganmatiği“ görünce uyardı;
- Kalk oğlum birazdan yağmur yağacak kalk, dedi... O ;
-Tamam baba baş üstüne , kalkacam , dedi ama kalkmadı.
Hatta , kendi gibi bir ademle “Baba” dediği bu adam üzerine bir şişe şarabına bahse
girmiş;
-Bak baba , bu baba kışa çıkmaz, diyerek bahsi kaybetmiş, adam ölmeyince karşı
tarafa bir şişe şarap borçlanmıştı.
Muhatabı zaman zaman bu borcunu hatırlatsa da ;
-Baba, inkar mi ediyoruz ? Borcumuz borç! Ölmezsek yerine getiririz daha , diye lafı
adamın ağzına tıkıyordu.
Fırtınanın devrisi günü onu gene mutad saatte, parkın duvarlarında otururken
gördüm. Koca çınar yanında boyun beraber yüzükoyun yerde yatıyor, kendisi de gene
parkın duvarlarına oturmuş , ara ara boynunu uzatıp bankamatiğe doğru bakıyordu.
Hizasına gelince sordum;
-Noldu? Dedim. Ayaktasın.. Adam, tebessüm etti;
-Kafam iyiydi. Çınarın altındaydım. Bana birşey olmadı. Allah uyardı, dedi.
-Bari uyandın mı? diye sordum.
Sayılmaz. İçkiliydim, biraz ıslandım , dedi.
Oturduğu ağacın altından gene başını uzattı, gene bankamatiğe doğru baktı.

<