FRANSIZ GASTRONOMİSİ'NİN BAŞKENTİ LYON
Bu hafta Gazetemiz YENİGÜN'de yayınlanacak yazılarımıza mesnet teşkil etmek üzere
mini Grubumuzla çıktığımız Turumuzun (Lyon-Tours-Rennes -Mont Saint Michel) ilk
ayağı LYON'u anlatmaya çalışacağım.
Lyon;Fransa'nın güneydoğu tarafında yer alan üçüncü büyük şehri.Lyonlular kendilerine
Lyonnais derler.
Lyon; petrokimyasal endüstriye ev sahipliği yapmaktadır. Fransız iş dünyasının
merkezlerinden biri olan
Lyon'da genelde kimyasal ve biyoteknik sanayisi hakimdir. Öte yandan şehir Fransa
bilişim teknolojileri ve yazılımlarının merkezidir.UNESCO Dünya Mirasları listesindeki
Lyon'un şehir merkezindeki nüfusu 500.000.
KÜÇÜK PRENS : " GÖZLER GERÇEĞİ GÖRMEZ.YÜREĞİYLE ARAMALI İNSAN."
Lyon Hava Limanının ismi :Saint Exupery.Hatırlayabildiniz mi bu ismi? Peki "Küçük
Prens"adını?
Antonie de Saint Exupery tarafından 1943 yıIında Newyork’ta bir oteI odasında yazıImış
olan Küçük Prens,başka bir gezegenden geIen bir çocuğun gözünden büyükIerin
yanIışIarını anIatır.
Kendisi de Pilot olan yazar bu ünlü hikayesinde Sahra ÇöIü’ne düşen bir piIotun Küçük
Prens’Ie karşıIaşması iIe başIar hikâye. Onun kendisinden hemen bir koyun resmi
çizmesini istediğini ekIer. Motorunu tamir etmekIe meşguI oIan Fransız piIot nihayet bir
sandık resmeder ve hayvanın bunun içinde oIduğunu söyIer. Bedeni görünmeyen sanaI
koyun tam Küçük Prens’in arzuIadığı gibidir. Daha sonra Küçük Prens’in kendi
gezegeninin, gezdiği diğer gezegenIerin ve güIünün hikâyesini okuruz.
Kadim Dostum Sevgili Ali Poyrazoğlu da "Küçük Prens"i farklı
bir şekilde yorumlayarak “Küçük Prens Bana Dedi ki” adı ile geçtiğimiz sezon oynamıştı.
Ali Poyrazoğlu’nun uyarladığı oyunu izlerken, Küçük Prens’in içimizdeki farklı benliklere
yolculuk yaparak aşkı ve yaşamın sırlarını keşfetmememizi sağlamasına tanık olmuştuk.
“Aslolan göze görünmez, ancak yüreğinin gözüyle bakabilirsen görebilirsin” mesajından
etkilenip, insan beyninin yüreğin gözü olduğunu anlıyorduk.
Küçük Prens’in yazarı St Exupery’den alan Lyon Havaalanı’ndan şehir merkezine
ulaşmak için birkaç seçeneğiniz var. Bunlardan en mantıklısı yaklaşık yarım saat süren
Rhonexpress ile Part Dieu Gar'ına gitmek.
VİEUX LYON ESKİ LYON
Lyon’un “eski şehir” bölgesi olan Vieux Lyon, şehrin en hareketli bölgesi.Bu kısım da
kendi içinde 3 bölüme ayrılıyor:
St. Paul, St Jean ve St Georges.
Sokaklar arasındaki “traboule” denilen geçitler vasıtasıyla paralel sokaklara geçiş
yaparak Eski şehirde her türlü hediyelik eşyayı bulabilirsiniz.Birçok kafe ve restoranın
bulunduğu bu turistik bölgede St. Jean Katedrali ve St. Paul Kilisesi de yer alıyor.
FOURVİERE NOTRE DAM BAZİLİKASI-LYON
La Basilique Notre Dame de Fourviere; Şehrin en ikonik yapılarından biri.Lyon’un birçok
noktasından görebileceğiniz Notre-Dame de Fourviere bazilikası, uzaktan Disneyland
şatolarını anımsatıyor.1896 yılında yapılan ve şehre tepeden bakan bazilika, tartışmasız
bir şekilde şehrin en turistik yapılarından biri.Vieux Lyon metro istasyonundan
“Fourviere” fünükileriyle tepeye çıktığınızda panaromik bir Lyon manzarası ile
karşılaşıyorsunuz.
LYON GUİGNOL KUKLA SHOW VE MÜZE
Lyon kuklaları ile ün salmıştır
17. Asırda Lyon panayırlarında kukla tiyatroları âdet olmuştu. Halk derin ve sıkıcı
edebiyatla meşgul olacak yerde bu kolay anlaşılır şeyleri dinlemek ve eğlenmeyi tercih
ediyordu. Bu yüzden tiyatro müşterileri azalıyordu.
Kuklaya olan rağbet diğer tiyatrolara zarar vermesi düşünülerek tiyatroların başladığı
saatlerde kukla oynatılması yasak edildi. Ancak 18. Yüz yılda kukla oyunları daha da
çoğaldı.
1803 de Lyon'da Laurent Mourguet isminde bir kuklacı da epey tanınmıştır.Anatole
France yazılarında Kuklacıları seyretmekten duyduğu zevki şöyle anlatır:
"Aktörler beni şahıslarıyla meşgul ettikleri için piyese vereceğim dikkati daima
azaltmaktadırlar. halbuki kuklaları seyrederken yalnız piyesle meşgul oluyorum"
PLACE BELLECOUR MEYDANI
Lyon da Paris gibi meydanı bol bir şehir.Place Bellecour, Fransa’nın üçüncü, Lyon’un ise
en büyük meydanı olma özelliği taşıyor. Lyon’da gerçekleşen birçok etkinlik, konser,
hatta protesto gösterisi için toplanma alanı bile genellikle Bellecour meydanı olarak
belirleniyor. Meydanda 14.Louis'nin atlı bir heykelinin yanı sıra çevrede birçok kafe ve
restoran var.
Kışın uygun hava koşulları olduğu takdirde buz pateni alanı, ya da yazın dönme dolap
kuruluyormuş.
Ayrıca Lyon’un ana alışveriş caddeleri Rue Auguste Comte ve Rue de la Republique de
bu meydanın çevresinde yer alıyor.
MUSEE DES BEAUX ARTS GÜZEL SANATLAR MÜZESİ-LYON
Place des Terraux’da bulunan Lyon Güzel Sanatlar Müzesinde
Matisse,Degas, Manet, Renoir, El Greco, Picasso gibi onlarca ünlü ressama ait eser
görebilmeniz mümkün. Ayrıca Mısır ve Orta Doğu’ya ayrılmış odalar da mevcut.
SİNEMANIN MUCİTLERİ LUMİERE KARDEŞLER LUMİERE MÜZESİ
İnsan araştırabilen ve bilgiyi kendi gelişimi, değişimi için kullanabilen tek yaratık.Doymak
bilmeyen iştahı ile acaba demeye devam ettiği 19. Yüzyıl sonlarında ise farklı bir arayış
içindeydi insanoğlu. Hayattan kareler çalıp onları izleyen gözlerin önünde su misali
akıtmanın peşindeydi. Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinde sinema dediğimiz sanat için
araştırmalar süredursun bu onur Fransız iki kardeşin ellerine düştü. Louis ve Auguste
Lumiere kardeşler 13 Şubat 1895’de sinematografı icat etti.
Babaları Antoine Lumiere resim öğretmeniydi. Renkleri, ışığı, yansımaları nasıl
kullanacağını öğrettiği öğrencileri vardı onun. En çalışkan öğrencileri ise oğullarıydı.
Baba Lumiere öğretmenlik günleri sona erdiğinde oğullarıyla beraber Lyon’da
fotoğrafçılığa başladı. Kısa bir süre sonra işini büyüten Lumiere ailesi günde dört bin
metre fotoğraf kâğıdı üretebilecek duruma gelmişlerdi. Fakat bu kardeşlere yetmiyordu.
Onlar bu donuk kareleri nasıl canlandıracaklarının derdine düşmüşlerdi ki uzun
araştırmalardan sonra bulmayı başaracaklardı.
Sinematografinin doğuşunda en büyük payı olan Auguste ve Louis Lumiere Kardeşlere
adanmış bir müze.
FRANSA'NIN SEMBOLÜ NEDEN HOROZDUR?
Lyon sokaklarında dolaşırken bazı binaların üstündeki Horoz heykelleri gözüme
takıldı.Yarım asır önce Oto-Stop ile gittiğim Fransa gezimde horozla ilgili birşeyler
hatırlıyordum. Bu seyahatimde detaylı bilgiler elde ettim.Sizlerle paylaşayım:Horozun
Fransız tarihindeki yeri büyüktür. 'Asterix'kitaplarını okuyanlar hatırlarlar, Fransa, çok
eskilerde 'Gaulois' (Asterix'in Türkçesiyle 'Galya') diye anılan bir ülkeymiş. Milattan
önceki yıllarda orayı Romalılar işgal etmişler.
Horozun, Galya'nın ve Galyalıların sembolü olması o zaman başlamış.
Bu konuda iki rivayet var:
Birincisi şu: Romalılar Latince konuşuyorlar. Latince'de Galya'ya ('Gaulois'ya) yakın bir
kelime var: 'Gallus'... Bu, horoz demek. Sırası gelmişken açıklayayım : Ruslarda kız ismi
"Gallina" da Tavuk,piliç demek.Romalılar ülkenin adıyla benzeştiği için Galyalıları 'horoz'
diye nitelemeye başlamışlar.
İkincisi ise, Fransızların hoşlanmadığı bir rivayet. Şöyle:O zamanki Fransa'nın ülkesine
Galya adını Romalılar koymuşlar. Çünkü, oradaki yerli ahaliyi (yani Fransızları)huyları ve
yaşam biçimleri açısından horoza benzetmişler. Çünkü 'horoz', Roma toplumunda
'mağrur', 'şımarık', 'çığırtkan' ve 'gürültücü' denilebilecek kimselere benzetilen bir
hayvanmış. Romalılar işgal ettikleri Fransa topraklarındaki yerli ahaliyi görüp tanıdıktan
sonra onlar için, o kelimeyi kullanmışlar.
'Galya' ve 'Galyalılar' adı o şekilde oluşmuş.
Tabii, o zamanki Galyalılar ve sonraki Fransızlar, ikinci rivayeti kabul etmemişler.
'Horoz'u, "irade sahibi", "liderlik vasıfları güçlü", "güvenilir" insanlara benzer bir hayvan
olarak görmüşler. Bu anlayış içinde de, onu Fransa'nın resmi amblemi olarak kabul
etmişler.
Devlet adına horozlu paralar madalyalar basılmış...Binaların kapılarına horoz amblemi
konulmuş... Başka devletlere karşı kazanılan savaş zaferleri, 'Horozun zaferi'diye
kutlanmış. (Mesela, 1665'te, amblemi aslan olan İspanya'ya karşı kazanılan bir zafer
için, 'Fransız horozu İspanya aslanını yendi' diye resimler yapılmış.) 1789'daki Fransız
ihtilalinden sonra da duvarlara süs olarak asılan tabaklara 'özgürlük için şarkı
söyleyen'horozların resimleri işlenmiş. Daha sonra ise karşısına yeni bir rakip çıkmış
horoz'un.Karşı cinsten bir rakip: Marianne.O da 'kadın'ın sembolü.
Devletin amblemi olarak o kabul edilmiş... Ve bugün de Fransız Cumhuriyeti'nin
amblemi.
LES MURS DES CANUTS -LA FRESQUE DES LYONNAİS-DUVAR SANATI
Croix-Rousse;Lyon’un Bohem bir bölgesi. Her sokağından karşınıza bir galeri, orijinal bir
dükkan, bir sokak sanatı örneği ya da küçük sevimli bir kafe çıkabilir.
Bu bölgede Croix Rousse durağına yakın bir yerde Mur des Canuts isimli dev bir mural
(Duvar sanatı) çalışması var.
Lyon'da Fresque des Lyonnais denilen Duvar Sanatının ilginç bir örneği var.7 katlı
kocaman bir apartmanın üstünde Küçük Prens, Lumiere Kardeşler, Antoine de St-
Exupery, Paul Bocuse gibi birçok ünlü şahsın çizimi mevcut.
GASTRONOMİ'NİN BAŞKENTİNDE İKİ ŞEF PAUL BOCUSE ve YUSUF YUSUF
USTA(?)
Lyon Avrupa’nın en büyük gastronomi merkezi Paul Bocuse de Fransız mutfağının en
efsaneleşmiş şeflerinden biri olarak kabul ediliyor.Place Bellecour meydanındaki Turizm
bürosuna uğradığımda Şef Bocuse'nin heykeliyle hatıra bir resim çektirmem lazım.Ne de
olsa ben de yıllarca "Olacak O Kadar TV"deki "Aşçılar"programında "Yusuf Yusuf
Usta"olarak ün(!) yapmıştım.
Gastronomide "Nouvelle Cousine" Yeni Mutfak akımının öncüsü 91 yaşındaki Fransız
şefin
Michelin standartlarına uygun restoranı Les Halles de Lyon Paul Bocuse.
BOUCHON RESTORANLARI
Lyon mutfağı ile ilgili bilmeniz gereken bir isim daha var: Bouchon.
Vieux Lyon, yani eski Lyon tarafındaki restoranların tabelalarında hep aynı sözcük
yazıyor. Bouchon (buşon).
Bouchon, Lyon’un eski ve yöresel yemeklerinin sunulduğu restoranların ismi. Lyon’a
geldiğinizde bu geleneksel restoranlarda Fransa’nın diğer şehirlerinde görmediğiniz
yemeklerle karşılaşabilirsiniz. Tabelasında “mere” kelimesi geçen restoranlar ise işletme
sahiplerinin özel tariflerini sunuyor.
Yıllar önce Lyon’lu şefler toplanıp Bouchon isimli bir dernek kuruyor ve bouchon
olabilmenin şartlarını belirliyor. Şu anda şehirde gerekli standartları sağlayabilen yaklaşık
20 restoran var. İşte Lyon’un dünyanın gastronomi merkezi olmasını sağlayan yemekler
bu restoranlarda sunuluyor.
Eskiden şehirden geçen ve civarda konaklayan işçiler, Lyon’dan tekrar yola çıkmadan
önce uzun süre onları idare etsin ve sağlam bir şekilde beslensinler diye çok daha yağlı
yemekleri tercih ediyorlarmış, dolayısıyla Lyon mutfağı da bunun üzerine kurulmuş.
Fakat doğruyu söylemek gerekirse Bouchon’larda Türk damak zevkine uygun yemekleri
bulmak epey zor. Çünkü domuz eti ve sakatat bu mutfağın en önemli malzemeleri.
Bazı restoranlarda sadece domuz eti bulunuyorken, bazılarında deniz ürünlerine de
rastlayabilirsiniz.
Bouchon’lardaki bu tencere yemeklerinin ve sakatat merakının bir sebebi var elbet. Bu
durum restoran sahiplerinin ‘geçmişte’ hiçbir malzemeyi boşa götürmeme ve de fazla
enerji tüketmeme kaygısından kaynaklanıyormuş.
FRANSA VE LYON'UN ANIMSATTIKLARI
---15.Yüzyıldan itibaren hesaplandığında, dünyada en çok savaşan ülke Fransa'ymış.
--Dünya meselelerinde Amerika'ya en çok kafa tutan ve bu hareketiyle göze çarpan,
Avrupa birliğinin en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi.
----Peynir konusunda yaklaşık 300 çeşit ile dünya şampiyonluğu olan ülke.
----Her iki dünya savaşında da Almanların rölantide işgal ettiği ülke.
---Fransız kalmak olaylara ilgisiz kalmak anlamında biz Türkler kullanıyoruz.
--Kendi ülkelerinin coğrafi konumunu altıgene benzeterek kendi ülkelerinden söz
ederken bazen Fransa yerine Altıgen-Hexagon diye söz eden insanların yaşadığı şarap
ülkesi.
---Yapılan anketlere göre dünyanın en çok sevişilen ülkesiymiş.
--1893 yilinda otomobiller icin plaka uygulamasina geçmiş ilk ülkedir.
---Fransa'da çalışma sınırı haftada 35 saat
---Fransızların Türklerle ilgili iki deyim var: "Fort comme un Turc" Türk gibi Kuvvetli ve La
tete de Turc(Türk kafası) İnatçı insanlar için kullanılıyor.
---Laikliğin anavatanı hatta Kabesi, Mekkesi hatta hatta Vatikanı.
---Cezayirde işledikleri savaş ve insanlık suçlarını unutan sömürgeci ülke damgasını
yemiş Fransa'nın Cezayir gibi bir ayıbı varken, utanmadan Ermeni soykırımından dem
vurması ilginç.Kuzey Afrika'da yıllarca yaşattıklarını görmezden gelip, Ermeni soykırımı
palavrasıyla Türkiye'ye saldırıya geçenlere karşı sağ duyulu bir Fransız yazar şöyle
demiş; "Fransa'nın milli simgesi Horoz.Kendi ayakları bok içinde olduğu halde kabara
kabara gururla yürüyen tek hayvan da Horozdur".
--Dünyanın en çok greyfurt üreten ve tüketen ülkesi.
---Lyon'da hepsi görsel açıdan ayrı ayrı güzel çok köprü var.
---1572 yılında Fransa’da, Aziz Bartolomeos Yortusu gününde Tarihe St. Bartholomew
katliamı olarak geçen menfur gecede binlerce Protestan öldürüldü.
--Olympique Lyonnais Lyon Futbol takımı.
----Lyon;tarihsel olarak dünyanın İpek ticaretinin merkezidir.
----Lyon'da İnterpol ve uluslararası haber kanalı Euronews'in merkezi bulunur.Ayrıca
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı da buradadır.
--Lyon "Fête des Lumières" Işık Festivalinde Aralık ayında sokaklar aydınlatılır.
---2.Dünya Savaşında Almanlar tarafından işgal edildi.
--Lyon’daki Bernachon Chocolate dünya çapındaki namlı çikolatacı
---Fransızlar, sabahları kruvasan ve kahve ile kahvaltıyı geçiştirmektir.
--Boulangerie du Palais (Fırın Sarayı) Lyon'luların baget ve pek sevdikleri bir tatlı olan
Brioche aux Pralines’i almak üzere geldikleri fırın/pastane tarzı bir yer.
---Lyon’da bisiklet kullanımı inanılmaz yaygın. Şehrin her yerinde görebileceğiniz Velo’v
bisiklet istasyonlarından (ki bu istasyonlardan 300’ün üzerinde var) bisikletinizi alabilir,
sonra istediğiniz istasyonda bırakabilirsiniz.
---Le quenelle lyonnais bir çeşit hamurlu yiyecek.