FRED VE İRFAN CAN’A ŞAPKA ÇIKARIN
FRED VE İRFAN CAN’A ŞAPKA ÇIKARIN
Kendi takımından oyun ve oyuncu kalitesi olarak hayli aşağıda olan Yunan rakibine karşı cesaretini bir türlü toplayamayan, kenardan takımına liderlik yapamayan İsmail Kartal'ın takımı sahaya hangi 11 ile çıkaracağı, oyunun gidişatında takımına hangi değişikliklerle yön vereceği sanırım futbol seven herkesin kafasını meşgul ediyordu.
Olympiakos'a kaybedilen yarı finaldeki sorumluluğun aslan payı ne acı ki takımın teknik patronu İsmail hocaya aittir. Hatırlarsanız, kimsenin beklemediği Zajc ve Krunic tercihleriyle başlanan oyun ve yenen üç gol sonrasında ancak normal 11'ine dönen İsmail Kartal, akıllara zarar bir kararla yine aynı oyuncularla Kadıköy'deki maçı bitirip yarı finali resmen hediye etmişti rakibine kendi elleriyle.
Sivaspor maçı başlamadan önce gözlerim Krunic ve Zajc'i aradı ister istemez. İkisi de sahada değillerdi. Krunic hocasının yanında, Zajc ise ailesiyle evindeydi. Keşke dedim kendi kendime İsmail hocanın yanında olsaydım da, kendisine aynı Fred gibi ellerimi açıp; "Why, why, why" diye seslenebilseydim. Öyle ya, yarı finali getirecek iki hayati mücadelenin birinde sahada başlayan, diğerinde kulübede olan Miha Zajc bu kadar önemli bir oyuncuysa ve her iki çeyrek final maçında görev aldıysa, Sivas'a neden götürülmemişti?
Kadro doğru ama oyunu yanlıştı Fenerbahçe’nin. Belli ki çok etkilenmislerdi Avrupa'ya veda etmekten. Sahada serseri mayın gibi gezip durdular Fred ve İrfan dışındaki oyuncular. Ne oyun kurabildiler, ne isabetli orta yapabildiler, ne de şut çekebildiler Şaşal’ın kalesine. İlk devrede Livakovic’in kurtarışlarını izledik sonlara doğru. Rakip kaleye tek şut çekmeyen Fenerbaçe, Fred’in muhteşem vuruşunda soyunma odasına tek farkla önde gitmeyi becerebilmişti son düdükle beraber.
FUTBOLCULARIN BAŞARISIDIR!
İkinci yarıda olanlar için ne söylenebilir ki? 57’de skor dengeye geldiken sonra şampiyonluğa oynayan takımın hocasının oyuna müdahale edip hemen ikinci santraforunu yeşil alana alması gerekmez miydi? Fenerbahçe golü yedikten sonra tam 14 dakika daha tek forvetle oynamaya devam etti. Üstelik Dzeko ile Batshuayi’yi beraber oynatmamaya adeta yemin etmiş bir hoca vardı klübede. Sarı lacivertliler 71’de iki forvete dönseler de, içlerinden biri Bosnalı golcü değildi!
Gelgelelim maçın en kritik anına; İsmail hoca İrfan Can’ı çıkarıp King’i niçin oyuna aldığını veya Kahveci’yi neden oyundan çıkardığını açıklamalı tüm Türk futbolu paydaşlarına. Son dakika değişiklikleri genellikle vakit geçimek adına yapılır benim bildiğim. Fakat ne düşündüyse artık hoca, sadece iki dakikalığına da olsa böyle bir değişiklik yapmayı istedi garip bir şekilde.
Gecenin Notu: Artık şampiyonluk mucizelere kalmıştır Fenerbahçe adına. Son haftalarda ilk yarıları çöpe atan Fenerbahçe, ne yazık ki koca bir sezonu da çöpe atmıştır. Son haftaların formsuz ismi İsmail Kartal, Fenerbahçe’nin kupalara hasret kalmasındaki en büyük halkadır. Eğer ortada bir başarı varsa bu futbolcularındır. Umarm şampiyon olurlar da, ben de bu satırlarda kendilerinden özür dilerim. Einstein’ın dediği gibi aynı hataları yaparak başarı beklemek, akıl işi değildir.