GAZETECİLİĞİN SAN’ATÇISIYDI..
Ölümünün 32. yılı anısına..
Terör kurbanı Çetin Emeç, Babıâli’ye gelmiş ender kişilerden biriydi. Gazetecilerin, gazeteciliğin san’atçısıydı. Tüm gazetede bir virgülün dahi yerine konmamış olmasını fahiş bir kusur sayardı. Böyle bir hatayı dahi affetmeyen ve tekrarına imkan verenlere müsamaha göstermeyen bir çalışma temposu içinde kendisini mesleğine adayan bir insandı. Kalbi daima temiz ve insancıl duygularla doluydu. Tek ideali vardı. Atatürkçülüğün en önemli prensiplerinden biri olan laikliğin sonsuza dek yaşamasıydı. Bunun için her türlü tehlikeye karşı daima bayrak açmış fikirlerini ve ilkelerini savunmuş ve hiçbir zaman taviz vermemiş bir basın savaşçısıydı.
Çetin Emeç bir gazeteci babanın oğluydu. Babası da yıllarca gözlerini kaybedinceye dek demokrasi mücadelesi vermiş bir insandı. Ona yakışır bir evlat olarak Türk basın tarihinde olduğu kadar hürriyet ve bağımsızlık mücadelesi veren tüm dünya ülkelerinde de, Çetin Emeç ismi demokrasinin eşsiz bir simgesi olarak sevgi ve saygıyla anılacaktır.
İSTER İNAN-İSTER İNANMA
Çetin Emeç, daha küçük yaşlarda babasının gazetesine gider, kâh yönetim odalarında, kâh yazı işlerinde, kâh muhabirler servisinde bir şeyler öğrenmeye özen gösterirdi. Çoğu gecelerde gazetede sabahlar, rotatifin baskı için dönmesini beklerdi. Gazetenin ilk nüshasını alır, özellikle babasının başyazısını ve zaman zaman kendi kaleminden çıkan ‘İster inan, ister inanma’ sütununu tetkik ederdi. En büyük mutluluğu bu anlarda duyardı.
Aradan zaman geçti. Beklenmedik bir felaket babasını Yassıada’ya yolladı. Çetin Emeç bu dönem içinde gazetenin başındaydı. İşte bu nazik dönemde binbir sorunla baş başa kalan genç yöneticiye birkaç kişi dost desteği verirdi. Gazeteciler Cemiyeti genel sekreteri rahmetli Mustafa Yücel gazetenin istihbarat Şefi Orhan Erinç, Yeni Sabah’ın istihbarat şefliğini yapmış olan Muzaffer Kayar ve Havadis Gazetesi’nin istihbarat Şefi Selami Turgut Genç, Babıâli’nin dayanışma ilkelerini sınırsız sunan kimselerdi.
EMEÇ’TEN SELAMİ TURGUT’A MESAJ…
Çetin Emeç büyük trajlı gazetelerde üst düzeyde görevini sürdürürken basın kesiminde çalışanların her alandaki başarılarını sevinçle karşılar, mutluluklarını yürekten paylaşmak isterdi. Nitekim bunu dergimizin Genel Yayın Yönetmeni Selami Turgut’a, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunca verilen “Hizmet Ödülü” töreninde bir kez daha kanıtlamıştır. Tören sırasında İsviçre’de olacağını düşünen Çetin Emeç, çok değerli bir arkadaşını vekil tayin ederek İstanbul Gazeteciler Cemiyeti lokaline göndermiş, kendi adına meslektaşını kutlamak nezaketini göstermiştir.
Çetin Emeç’in nezaketi, inceliği ve basın san’atçılığı Babıâli’de imrenilecek bir değer olarak sonsuza dek yaşayacaktır.
Basın şehidi Şoför Sinan Ercan’a gelince demokrasiyi kökleştirme savaşçısı bir Babıâli kalemine hizmet verenin en şerefli katına ‘şehit’ olarak yerleşmiştir.
Ve.. Şoförlüğün toplamdaki faziletli yerini belirlemiştir.
(İlk yayını: Mart / 1990)