DOĞAN ÖZKAN

DOĞAN ÖZKAN

Geç kalan  yazı

10 Kasım… Yine nutuklar attık, göz yaşları döktük…

10 Kasım… Türkiye’nin en acı günü…

Aslında bir tesellimiz vardı…

Her 10 Kasım’da onun vasiyeti hatırlayıp, gösterdiği yoldan yürümeye yeniden başlayacaktık…

Hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesine koşar adım gidecektik…

Onlar bu hedefi, Avrupa’ya ve Amerika’ya yalakalık yap diye algıladılar.

‘Az zamanda çok işler yaptık’ dedi…

Bizim zevat  bunu ‘yeteri kadar çalışmışız’ diye anladı..

O ‘Çalışın’ demişti…

Sözde biz de çalışacaktık, çok çalışacaktık…

Olmadı…

Beceremedik…

Kimi 10 Kasım’ı  (bilerek) kutladı… Sonra ‘sehven oldu’ diyerek yalanın en büyüğünü söylediler..

Bilmeden inandık,  karşıtları ne söylediyse yaptık…

Sen ‘Köylü efendimizdir’ dedin…

Oysa biz işçiyi, köylüyü aşağıladık…

Oysa hepimizin kökeni aynıydı…

Evet… Bir 10 Kasım daha geçti..

Yine senin için nutuklar attık, seni ne kadar özlediğimizi anlattık…

Yalan…

Biz senin mirasına ihanet ettik…

Utanıyoruz…

Sakın bizi affetme…

Biz zaten hep senin büyük hoşgörüne sığındık, o büyük ideallerini unuttuk…

Utancımız büyüktür…

 

<