GECENİN FORMSUZU JESUS'du!
İrfan yokladı ancak Crespo değiştirdi tabelayı. Nefis bir gol attı ceza alanı dışından çıkardığı sert şutla.
Gördük ki Jesus üçlü oynama ile ilgili ısrarını ve takıntısını atlatmış gözüküyor. "İdeal 11'im yok, kim hazırsa o oynar demişti". Artık takımının oynadığı sistem için de noktayı tam koydu bence Karagümrük önünde. "Sabit sistemim yok rakibe göre her sistemi oynarım" dedi.Ve hatalı değilsem Fenerbahçe ilk defa 4--4-2 formasyonuyla parselledi yeşil çimeni. Jesus'un sürpriziyse dörtlü savunmanın solunda Alioski'nin yerine Lincoln'ün yer almasıydı.
Ev sahibinin golünden sonra çok geçmeden Borini skoru dengeledi. Güzel de bir gol attı. Ancak Fenerbahçe gibi bir takımın stoperi olarak oynayan Gustavo'nun Borini'yi döndürmemesi gerekiyordu. Henrique havadan ne kadar iyiyse, yerden de o kadar kötü maalesef. Henüz ilk golden sonra 8 dakika geçmişti ki önce Attila'nın konsantre eksikliği sonra da Gustavo ve Samuel'in adam paylaşımında rakip oyuncuyu kıskaca alamamalarından dolayı skor terazisi bir anda konuk ekip lehine döndü. Haliyle Fenerbahçe iyi pas yapmaya ve gol için öne oynamaya başladı geriye düştükten sonra. Lincoln her zaman yaptığı en doğru, en güzel işi yaptı gönderdiği servisle. Valencia'ya kolay bir gol attırdı.
SANKİ BASKETBOL MAÇI İZLEDİK!
Her iki hocada değişiklik düşünmedi ikinci perde başlarken Açıkçası ben Henrique – Aziz ve Pedro – Batshuayi değişikliği beklemiştim.Güzel maç oluyordu. Karşılıklı ataklar vardı. Ayrıca karşılıklı penaltılar da vardı! Borini'ye karşı Altay'ın çıkış kararı doğru ancak İtalyan oyuncuya müdahalesi lüzumsuzdu. Heyecan, adrenalin, fauller, bağırışlar ve çağırışlar varken penaltıya sebebiyet veren Altay topu her ayağına alışında taraftarından protesto yedi. Destekleyenler de vardı ama aleyhte tezahüratlar daha fazlaydı. Genç kaleci protesto sesleri arasında uzun bir vuruşla topu Enner'le buluşturdu ve atağın devamında Fenerbahçe bir penaltı daha kazandı.
Sonrasında hem oyun korakordu hem de gol düellosu vardı. Kazanan Fenerbahçe oldu. Burak Kapacak'ın beraberlik sayısı Karagümrük'e yetmedi. Burağın attığı golde genç oyuncuya adeta gol pası veren Szalai galibiyet sayısının asistini yaparak Batshuayi'ye golü attırdı. Bence katkı açısından Jorge Jesus'un en kötü karşılaşmasıydı.
Gecenin Notu: Portekiz'li hoca karşılaşmadan önce giydiği gömleğinin en üstteki düğmesini yanlış iliklemişdi. Neydi bu düğme? Gustavo Henrigue'ydi. Serdar Aziz varken Brezilyalı'nın oynaması sanki torpil kokuyordu! Üstelik Borini gibi bir tecrübeye karşı. İkincisi, çok ama çok geç kaldı oyuncu değişikliklerinde Jesus. Enner fazlaca yorulmusken, Pedro bal yapmayan arıyken, Michy'iyi çok daha önce oyuna almalıydı. Keza oyuna enerji katan Rossi de oyuna geç dahil oldu. Fener'in defansı SOS verirken, hücum hattı çok keyifliydi. Kanımca gecenin özeti Jorge Jesus’un formsuzluğuydu.
Gecenin İyileri: Crespo, Valencia ve Batshuayi'ydi. Borini'yi de unutmayalım bu arada.
Gecenin Formsuzları: Altay, Attila, Gustavo ve Jorge Jesus'du.