Genlerimizdeki kotlar
Daha öncede değinmiştik…
Bu dili yumuşatmalıyız…
Çünkü bizde bir ata sözü var;
Aslında bu atasözünü baypas eden ikinci bir söz var ama, birincisi için olumlu algıma yapılıyor, ikincisi ise nedense görünmezden geliyor…
Biraz; kaba bir Türkçe kullanımı var; ata sözü diyor ki; İmam…. Yaparsa… cemaat …. Yapar…
İkinci söz ise; İmamın dediğini yap, yaptığını yapma…
Ammma….
Bizde dil sert ve kırıcı olunca, hatta seçim arifesinde meclis kürsüsünün etrafında galiz küfürle yumruklaşma olursa, ahali ne yapar…
Bu ülkenin seçilmiş kişileri böyle ise elbette ki ‘avam’ daha bir alt düşünce grubuna girer.
Şimdi size birkaç gün önce geçekleşmiş bir olayın sadece giriş paragrafını sunacağım.
Yoruma sonra devam edelim;
“Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde görevli, evli ve 1 çocuk babası Prof. Dr. Fuat Duygulu (42), kısa süre önce kendisinden ayrılan Sibel İ.’yi bıçakla ağır yaraladı. Prof. Dr. Duygulu tutuklanırken, hastanede tedavisi süren Sibel İ.’nin durumunun ağır olduğu belirtildi”
Sıradan bir 3. Sayfa haberi gibi geliyor. Ama faile bakın. Ve bir de failin mesleğine…
Prof.’luk, bir insanın bilim alanında alabileceği en büyük unvan. Öğretmenlerin en üst kimliği.
Mesleği ise, hayatımızı emanet ettiğimiz bir doktor. Yani bir tıp profesörü…
Şimdi bir üst yapı kimliği bunu yapar ise, alt kimlik neler yapacaktır.
Seçilmiş kimlik, meclis kürsüsünün etrafında galiz küfürler eder ve yumruklaşırsa…
Yani anlatması zor bir iş…
Şimdi gelelim sorunun bam teline…
Bundan 30 yıl kadar önce; nüfusumuz yarısına yakını kırsalda yaşıyordu. Eğitimi kırsala göre dizayn edilmişti…
Modernleşme sevdasına bu nüfusu kentlere pompaladık…
Bu göç sırasında hiçbir sosyal ve kültürel önlem almadığımız için, “vahşi bir kültürel patlama” yaşadık…
Okullara gittik, yükseldik, prof. unvanları aldık ama genlerimize kotlanmış eski kültürel kotlar bizi hemen eski yapımıza döndürüveriyor.
Bu seçim günlerinde girdiğimiz bu günlerde sinirler gergin…
Siyasiler dikkatli olmalı…