GEREKSİZ PAS OYUNU
Koca devre bitti. Ne yazsam diye düşündüm. İnanın çok şey de bulamadım kritik edecek. 35. dakikada ceza alanı içinde İrfan’ın 3 kişinin arasında meşin yuvarlağı Pelkas'a aktardığını, Pelkas’ın da nefis bir hareketle topu önüne çekip zor pozisyonda iyi bir şut çıkardığını gördük. Hemen bir dakika sonrasında da Valencia'nin kendinden beklenen şutu kaleye gönderemediğine şahitlik ettik. Bu arada Ömer Ali’nin golüne şapka çıkardık.
Fenerbahçe beraberlik için didinirken imdada TSE belgesi almış Caner Erkin - Gökhan Gönül patentli, "korner atışında ön direk çalışması" temalı çalışmanın golle sonuçlandığını izledik. Gökhan sakat olunca, Gönül'ün yerini Ozan Tufan almıştı. Ozan görevini yerine getirmiş, Gökhan'ın yokluğunu aratmamıştı.
Peki Emre Belözoğlu sahaya çıkardığı 11 ile görevini yerine getirmiş miydi? Yoksa "kazanan takım bozulmaz" klişesiyle fena halde yanılgıya mı düşmüştü? Altay ve Gökhan sakatlıklarından ötürü olmasalarda diğer isimlerin hepsi son maçla aynıydı. Fenerbahçe sahaya yine yarım kanat çıkmıştı. Pelkas ve İrfan'la istediğiniz düzeyde kanat varyasyonları yapmanız zor. Ancak görünen o ki Belözoğlu oyunu merkezden oynama isteğinde. Kanatları unutmuş gibi gözüküyor. Bu düzende, Ozan-Pelkas-Irfan-Mert, oynadığında Belözoğlu; önde pres yapmanın, sürekli koşturmanın, duran toptan skor üretmenin, uzaktan şutla gol aramanın kendisine yeteceğini düşünüyor olmalı.
HARUN'un DÖNÜŞÜ
İkinci devre ilk yarının kopyası gibi başladı. Başakşehir ağırlıklı oynanıyordu ilk dakikalar ki Emre hoca ilk 10 dakikanın sonunda oyuncu değiştirmeye hazırlanırken Ömer Ali'nin muhteşem golüne karşılık Pelkas'ın nefis golü skoru bir anda sarı lacivertliler lehine çevirdi. Gol Fenerbahçe adına tam zamanında gelmişti. Üç dakika sonrasında Mahmut'un kırmızı kart görmesi Fenerbahçe için Milli Piyango'da kazanılan en büyük ikramiye gibiydi.
Ancak Fenerbahçe bu dakikadan sonra garip bir şekilde hem ciddiyetten uzaklaştı hem de gereksiz pas oyununa yöneldi. Oyunu sanki 3-4 farklı öndeymis gibi oynamaya başladılar. Futbolda rakibinizi gerek oyun öncesinde gerekse oyun içersinde küçümseyemezsiniz. Küçümserseniz başınıza dert alırsınız. Nitekim Başakşehir sürpriz bir şans elde etti son dakikalarda ama Visca'nın kötü penaltı vuruşu beraberlik sayısını getirmedi. Bu arada Harun'un penaltıdaki başarısını da hasır altı etmeyelim. Bu sezon Altay'ın olağanüstü performansıyla kaleci kazağına adeta hasret kalan Harun hem maç içersindeki duruşuyla hem de penaltıyı kurtarmasıyla gelecek maçlar adına güven verdi arkadaşlarına. Haliyle kendisi de güven kazanmış oldu. Fenerbahçe Başakşehir karşılaşmasını birazda şansının yardımıyla geçse de, bay geçeceği haftaya kafası rahat girmiş oldu. Kalan 6 haftada neler yapacaklarını hep birlikte göreceğiz.
Gecenin Notu: Başakşehir'in bir eksik kalmasından sonra Belözoğlu inatla oyunu kanatlara yığmayı hiç düşünmedi. Oysaki Osayi-Ferdi düşünülerek Mahmut'un çıkışıyla beraber Fenerbahçe oyunu hızlı ve çabuk bir şekilde kenarlarda oynayabilirdi. Kocaman’ın takımı da iyi oynamasına rağmen verdiği mücadelenin sonunu getiremedi. DemBa’nın kadroda olmaması ve Gulbrandsen’in de oyuna geç girişi ev sahibinin üçüncü bölgede elini zayıflattığını düşünüyorum.