Gevher arayan adam
Mehmet K. Berse’yi dinledim. 4 yıldan beri Büyükşehir Belediyesi himayesinde aylık faaliyet yapan Mehmet. K. Berse’yi nihayet dinlemeye fırsat buldum. Çok duygulu bir anlatımı var Berse’nin. Güzel şeylerden söz ediyor. Her ay bir konu etrafında duygu ve düşüncelerini ifade ediyor dinleyenlerine. Her zaman öyle yapıyor mu bilmem, benim dinlediğim faaliyette Barış Manço’dan iki şarkı da dinletti. Barış Manço’nun şarkı sözleri tam da bizim medeniyetimizi anlatıyor. Biraz memleket sevgisi olan herkes bunun farkındadır.
Xxxx
Berse’nin purogram boyunca çizdiği bir portre var. Gözümün önüne bir adam geldi. Elinde cımbız, gevher arayan adam görüntüsü verdi bana. Gençlerimize tam da ihtiyaç duydukları numune insanları göstermeye çalışıyor. Hem de bildik, tanıdık insanları bir daha masaya koyarak, onların davranışlarını tahlil ederek, onlarda görülmesi gereken faziletli davranışları, duygu ve düşünceleri bir kuyumcu titizliğiyle arayıp bularak gösteriyor.
Eski polis şefi Muhittin’in gazetecilik yaptığı zamanda Neyzen Tevfik ile yaptığı mülakat sırasındaki duygu ve düşüncelerini ifade ederken Berse hislerinin girdabındaydı.
Eski polis sonra gazeteci olan Muhittin Neyzen Tevfik ile mülakat yapmaya gittiğinde Neyzen ona önce yarım saat kadar süren bir müddet ney üflemiş. Muhititn’in ifadesi şu: Neyzen neyini üflerken karşıdan Fatih Camiinin minareleri görünüyordu. Kulağıma gelen ses ney sesi miydi, yoksa minarede ezan mı, Mihrapta Kur’an mı okunuyor karar veremedim.
Xxx
Herkesin işret adamı olarak bilip tanıdığı, ama İstiklal Marşı şairinin her daim himayesine mahzar olmuş Neyzen Tevfik’in bilinmeyen bir tarafını cımbızıyla bulup dinleyenlerine gösteriyordu.
Barış Manço’nun şarkılarının sözlerine dikkat çekerek, orada verilen, verilmeye çalışılan, başarılı da olunan iman, inanç emarelerini bir cımbızla tutup dinleyenlerine gösteriyordu.
Konuşmasında Padişah 3. Murat’tan, gök bilimci Takıyettin’den, rasathane kuruluşu ve yıkılışından söz ederken hep gençlerimizin, ‘hani bizde niye yok?’ dediklerine cevap verir gibiydi.
Gerçekten de Batı emperyalizmi kuşattığı beyinlere önce ‘Siz de yok, siz adam olmazsınız, siz gerisiniz’ zehirini şırınga ediyordu. Bu zehiri alan beyinler gayrı iflah olmaz hastalar olarak, müstemleke insanı olarak Batıyı ilahlaştırıyor, ona tapınıyor ve onun her melanetine bir meta imişçesine gönüllü alıcı oluyor.
Xxxx
Bizde var. Biz de büyük bir medeniyetin sahibiydik. Bizim medeniyetimiz de kendine ait değerler üretiyordu. Güçlüydük. Belki çok da kibirliydik. Kaderin adaleti o kibrimizin cezasını bize ödetiyor olabilir. Başka devletlerin temsilcileri padişahlarımızın huzuruna girip-çıkarken yerde sürünerek bunu yapıyorlardı. Kim bilir bu abartımızın faturasını ödüyor olabiliriz.
Bizde olanlara Batı yüzyıllar sonra, bir yığın iç savaştan sonra ulaştı. Daha 16. 17. yüzyılda mabadını yıkamayı, giysi yıkamayı bilmeyen Paris ve benzeri şehirlerin insanları yaptıklarını iç çamaşırlarında taşıyor ve kokusunu bastırmak için de koku sanayini geliştiriyordu. Bu yüzden eski Batı filmlerine bakınız kadınların şalvarlarının genişliği her şeyi ifade ediyor olmalı.
Xxxx
Atilla İlhan’ın Hangi Batı kitaplarını yeniden okumakta yarar var. İnsanlarımızın beynine ‘Sen gerisin’ zehrini zerkedenler, kendilerine ait her değeri de dünyada ilk ve tek olarak tüm güçleriyle herkese kabul ettirmek için çaba harcarken, başkalarının değerlerini de inkear etmeye özen gösterdiler.
Xxxx
Bütün bu talihsizlikler yumağında bocalayan gençlerimize Mehmet K. Berse elinde bir cımbız, kuyumcu titizliğiyle güzellikler, iyilikler, faziletler, erdemler bulup bulup gösteriyor. Var ol kardeşim. Emeğin yedi veren gülleri gibi bereketli olsun inşaallah