GEVŞEMEK EN İYİ YÖNTEMDİR..
Yapılan her türlü iyilik, güzelliği davet eder. Gerçekten de güzelliğiniz varsa, güzel bir kalbe sahipseniz, kendinizi bir çiçek tarlasında hissediniz. Orada her türlü kır çiçekleri, sizlere geleceğinizi fısıldayacaktır. Aşırı ilgiye değer bir insan olduğunuzu anlamak istiyorsanız, meyve veren bir ağacın altında beş dakikanızı geçiriniz. Dalın ucundaki meyvelere nasıl uzanabileceğinizi hesap ediniz. Ağacın yapraklarını, emeksiz bir şeyin elde edileceğinizi, gizli bir ses olarak içinize dolduracaktır. Ağaç altında, gölgelerinde kazanılmış sevda ve aşkların yuvalandığı bu yerlerin kutsiyetini doğal olarak yaşayın..
Göreceksiniz ki, yaşamınıza bulaşan geçmiş hikayeler, gözlerinizin önünden geçtikçe; geçmişinizden pişman olmayacaksınız. Geleceğe yönelik endişeleriniz birer birer kaybolup gidecektir.
İnsan doğumundan itibaren içindeki korkulardan kurtulamaz. Aklı ne kadar gelişirse gelişsin kontrol edemediği tek şey korkularıdır. Kaygı duyulan her ortam, nedensiz korkuları birden depreştirir. Toplum düzenine sirayet eden “inatçı” bir hayırcılık; insanın egosunu öne çıkarırsa, kafamızın salim olması düşünülemez. Haklı ile haksız arasındaki dengeler bozulur. Bu durumda kendinize şunu hatırlatacaksınız:
“Meyvenin içine sızan kurtlar olmasaydı..”
Meyve yemenin keyfini yaşayacak iken, diğer süksesi bozulmamış meyveyi tercih anlayışı içinizde doğacaktır. Ancak, meyvenin kıt bulunduğu bir yerde, kurtlusunu da alanların nefislerine yenik düştüğünü unutmayalım. Ne var ki, herşey beklendiği gibi olmuyor. Havası kaçmış bir lastiği, pompanız yoksa, balonu üfler gibi şişiremezsiniz.
Her çiçek bir tohumla başlar. Güzelliği bundan sonra ortaya çıkar. Nereye giderseniz gidin, bütün çiçekler aynı koşullarla açar, büyür. Yelkenliler, rüzgarın estiği istikamette yol alır.
Toplumsal olayların her zerresinden de yıpranan şikayetçi haliniz varsa, rüzgara göre yelken açanların eğilimlerine baka baka, yıkıcı zihinsel alışkanlıklara kapılmayınız. Rüzgarın estiği her yerde dalgalar gibi, sahilleri beyaz köpükcüklerle okşamayı deneyin.
Eh, ne yapalım, sinirli ve gergin ortamlarınızı, nefes talimleri yaparak geçirin. Ciğerlerinizin oksijen kapasitesini yükselttikçe, strese bağlı korkularınızdan da kurtulmuş bulunursunuz.
Gevşemek en iyi yöntemdir. Doktorlar sıklıkla bunun tekrarlar. Sizleri onlarca tavsiyelerle, sağlıklı yaşama hazırlayan doktorlarla ömürlerini uzatmaya çalışanlara sorarız, asıl meyveyi çürüten kurtların ne kadar bölümü içinizde yer etmiş?. Yaşamınızı birazda bu yönden merak edin.. Duyduğunuz her şeye kapılır, endişelerinizi ve korkularınızı körüklerseniz, havası sönmüş otomobil lastiğine dönerseniz..
Karşıt görüşlerde olan iki kişinin inandırıcılığı ne kadar doğru ise, kendinizi eczane raflarındaki ilaçlara bağımlı hale getirmeyin.. Önce bu alışkanlığınızı yenmeyi öğrenin.
Toplum düzeni, ilaçların dozu ve gücüyle korunmaz.
Kimse, düşünce tarzının olumlu, olumsuz olduğunu araştırmak istemez, Önce, kendinizi yaşam hikayesini keşfedin. Dertleri zevk edinmeyin..
UNUTULMAYAN SÖZLER: “Bir gün su içeceğin çeşmeye çamur sıçratma.”