RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Gidebilsem…

Gidebilmek muhteşem bir vergi, bir ödül. Gitmek isteriz çoğu kere gidemeyiz. Ah bir gidebilsem.
Bu dileğin iki tarafı da hasret dolu.
Önce ulaşmak arzusuyla  gidebilmekten söz edelim.
Sevgiliye, tatile, güzel vatana, evimize, hoşlanacağımızı umduğumuz günleri yaşamak arzusuyla, hoşlanacağımızı sandığımız mekeana gidebilmek. Bir başarıyı yaşayacağımız güne gidebilmek. Büyümek, güçlü hale gelmek, para kazanmak, makam-meki elde edeceğimiz zaman dilimine bir an önce gidebilmek. Sevdiğimiz insanlarla, aile bireylerimizle, özlediğimiz alışkanlıklarımızla buluşmak için gidebilmek. Olumlu yanıyla sayılamayacak kadar çok maddi ya da manevi hedeflerimize gidebilmek. Hepsi de güzeldir. Hepsine de , tek tek her birine de gidebilmek isteği makul ve yerindedir.

Xxxx

Gidebilmek, her şeyi unutarak, her şeyden vaz geçerek, tekrar dönme ümidi olan gemileri yakarak gidebilmek.
İşi, aşı, eşi, evi, evladı, aileyi düşünmeden gidebilmek. Bankadaki maş hesabını, otomatik ödeme emriyle ödenen faturaları, su, elektrik, doğalgaz, internet aboneliklerini düşünmeden gidebilmek.
Hayat ne çok bunaltıyor insanı? Düşünmeden, endişe etmeden, o nasıl olur, öteki nasıl yapar demeden gidebilmek. Ah bir gidebilsem.
Unut  diyorsun, unut her şeyi. Demek kadar kolay olsaydı, hayatta neler olmazdı neler!

Xxxx

Gidebilmenin bir de kaçabilmek şekli var. Sıkıntılardan, ezadan, cefadan, söz dinlemeyen eşten, adalet duygusu olmayan evlattan, hürmetini kaybetmiş damattan kaçabilmek. Hiçbir şeyden habersiz şeker lokumu torundan kaçabilmek. Ah, dili yok gönlümün, ne kadar çaresizim.

Xxxx

Şimdi bir çantaya bir değişimlik çamaşır koyup çekip gitmek var. Bir başka beldede, kimseleri tanımadığım, kimselerin beni tanımadığı bir beldede. Küçücük belki bir belki iki odadan ibaret bir evde gün boyu tek başıma.
Numarası değiştirilmiş cep telefonum reklam mesajları için çalacak yalnızca. Yeni bir internet aboneliği ile dünyaya, bilhassa Google Amca’yla bağlantı kurmak var. Yaz kış kolay hazırlanan yemekler ve yağı az, kolay yıkanan bulaşıklarla bir arada yaşamak. Her akşam çorap yıkamak, iki günde bir iç çamaşır yıkamak, aynı elbiseyle sanki değişik giysilerle yaşıyormuş gibi çeşit yaparak yaşamak var.
Sade mi sade bir hayat, az eşya. Renkli mi, sadece siyah-beyaz mı algılamaya göre değişen bir yaşam.
Gidebilmek diyordum ya, şimdilerde gidebilmek derken kastettiğim işte bu yalnızlık ve sadelik ve kimsesizlik.
Ah bir gidebilsem. Şarkının sözleri imdada yetişti. Gidem dedim yare nasip olmadı, Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı. Baykuş yavrusu yerine düştü, ölmedi.

Xxxx

Gidebilmek derken artık gitmek istiyorum. Bir gün sesim-soluğum kesildiğinde sakın şaşırmayın. Kafaya koydum. Gideceğim. Kimsenin bilmediği, şu anda benim de bilmediğim bir kasabada, bir yabancı kiracı olacağım. Evimin perdesi bile derme çatma, eşyası kullanılmış ve ahenksiz, mutfakta bir fare düşerse açlıktan kırılacak, fakir mi fakir bir hayat için gideceğim.

Xxxx

Merak etmeyin, ben her yoksullukta yaşayacak kadar tecrübeliyim. Kimsesiz yaşamaya da, çaresiz yaşamaya da. Zaten şu anda da çaresizlikten yaşıyorum. Gel dediler de gitmedim mi?

Xxxx

Gitmek istiyorum, Dedim yare varam nasip olmadı, Baykuş, yavrusu yere düştü ölmedi. Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı, Ağlama gözlerim Mevla Kerimdir. Ağlama gözlerim Mevla Kerimdir.

<