RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Göç Yolu Konakları

Göç Yolu Konakları bir şiir kitabının adı. Ali Küçükaydın imzasını taşıyor. Küçükaydın öncelikle bir öğretmen. Zevcesi de öğretmen.   Küçükaydın yıllarca ilkokul sınıf öğretmeni olarak, hatta askerlik hizmetini de öğretmen olarak verdi. Düziçi Öğretmen Lisesini bitirerek başladığı öğretmenliği Ankara Siyasal Bilimleri bitirinceye kadar sürdü. Bundan sonra Küçükaydın’ı İçişleri Bakanlığı memuru olarak izliyoruz. Kaymakam refikliği, Kaymakam Vekilliği, Kaymakam, Vali Yardımcısı.
1999 yılı seçimlerinde Doğruyol Partisi Millettvekili adayı olarak mesleğinden ayrılıyor, ancak seçimi kazanamayınca geri işinin başına dönüyor. Üç yıl sonra 2002 Temmuz’unda talihi dönüyor ve üç dönem AKP Adana Milletvekili olarak Meclis’e giriyor.
Ankara’da İLESAM 14. Olağan Genel Kongresi için bulunduğum gün İstanbul Şube Başkanı Cafer Vayni marifetiyle bir araya geldik. Saatler süren sohbet ettik. Daha doğrusu onu dinledik. Çok şey öğrendim. Devlette Meclis’te hizmet etmiş, memleketinin geleceğiyle ciddi şekilde ilgilenmiş bir aydın.  Soyadının Küçükaydın olduğuna bakmayın, o büyük bir aydın.

Xxxx

Kitaba adeta giriş yazısı niteliğinde bir yazı yazan TBMM Başkanı Cemil Çiçek; Şiir, insan meramının en kısa ifade edilmiş halidir.Eskilerin deyişiyle; Sözün güzeli kısa olanıdır. Onun güzelliği manayı mısraya sığdırmasındandır. Söz söyleme sanatının en zarifi olan şiirin, fıkra, makale, denem gibi  yazı türlerine göre üstünlüğü de buradan gelmektedir. Kelimelerin bir kuyumcu titizliği ile işlenip, insanın en samimi, en durur, en masum hislerini ifade ediyor olması şiirin üstünlüğüdür.
Cemil Çiçek bu paragrafta şiir hakkındaki düşüncelerini ifade etmiş elbette.

Xxxx

Cemil Çiçek Göç Yolu Konakları ve şairi hakkında da şunları yazmış; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin değerli üyesi, siyaset arkadaşım, değerli kardeşim Ali Küçükaydın da imbikten geçirdiği sözlerini Göç Yolu Konakları’nda derleyerek, iç dünyasının en mahrem köşesine bizleri konuk etmiştir.
Alymışdört yıllık birikimin özetini sunduğu şiirlerinde, Karacaoğlan gibi, Toroslar’ın, Çukurova’nın çiçeğini, dalını, dağını anlatan, Reşat Nuri gibi Anadolu yollarında gezdiren Küçükaydın böylece siyasetçi kimliğinin yanına  şair unvanını yazdırmayı da başarmıştır.
Parlamentomuzun değerli üyesi Küçükaydın, kitabının her satırında özlemini, hasretini, coşkusunu, neşesini, hüznünü ve heybetini harmanlamıştır.
Entelektüel donanımı ve devlet tecrübesiyle siyaset hayatımızda özgün bir yer edinen parlamenterimiz Ali Küçükaydın kaleme aldığı kitabıyla politikacı şairler arasına ismini yazdırmaya da hak kazanmıştır.

Xxxx

Sunuş yazısında Ali Küçükaydın; Uzun süre oturduğumuz bir yurttan göçüş, benim için ayrı bir hüzün, değişik yerlere gidiş ise sevindiriciydi.Gördüğüm her mekeanın, çocuk kalbimde farklı bir anlamı vardı.Fakat ayrılık hep içimde bir ızdırap kaynağı olmaya devam etti. Yeni bir yere gidişin sevinci, ayrılığın verdiği kederle gölgelendi.
Remzi Oğuz Arık’tan bir alıntıya da yer veren Ali Küçükaydın ‘Gurbet, galiba bizim Ortaasya’dan gelirken beraber getirdiğimiz, henüz dindiremediğimiz bir sızıdır’ dedikten sonra nasıl şiirlerle karşılaşacağınızı anlıyor olmalısınız.

Ali Küçükaydın’ın Göç Yolu Konakları adlı kitabından kısa bir şiir okuyalım:

Yalnızlık

Bu mevsim ağaçlar yine bir başka
Martı kanadı gibi açılmış dallar
Çarpar denizin dalgalarına
İçten içe hüzünlü bir şarkı söyler

Ah dağlar! Deniz, dalgalar ve çığlık
Bu mevsim ikisinde de yalnızlık
Dağlarda şahin, denizde martı
Obalar yıkılmış, tekneler kırık
Sorar duygularımı
Dağlarda, denizlerde yalnızlık

<