A.B.D.’nin Genel Kurmay Başkanı’nın kötü niyetli çevrelerce Covid-19 virüsünün biyolojik silah olarak kullanılma ihtimalinin olduğuna dair beyanatı insanlar arasında korkuya ve endişeye sebebiyet vermiştir.

Covid-19 virüsünün biyolojik silah olarak kötü emeller için kullanılma ihtimali çok büyük bir kaygı oluşturmuştur. Biyolojik ve psikolojik bu savaş Dünya insanlığı için korkunç bir facia doğurabilir.

Gecenin en karanlık vakti şafak sökmek üzere olan zamandır. O vakitte göz gözü görmez. Covid-19 virüsü salgını da aşının bulunma vaktinde bütün şiddeti ile yayılarak vaka ve vefat sayıları rekor kırdı. Aylardır bulunmasını beklediğimiz aşı bulundu ve uygulanmaya başlatıldı. Ancak salgından menfaat uman ve kötü emelleri olanlar komplo teorileri üreterek ve psikolojik savaş başlatarak insanların kafalarını karıştırmaya başladılar. Nasıl ki bir zaman maske takmak konusunda dedikodular yayıp, kendilerini bilim insanı yerine koyan ve konunun uzmanı olamayan profesörleri kullandılarsa, yine aynı şekilde aynı kişileri sahneye çıkararak aşı konusunda insanların kafalarını karıştırmaktalar. Artık ben bu köşenin yazarı olarak bu konuyu kapatmak istiyorum. 

Nasıl ki bu güne kadar maske, mesafe ve hijyen konularında kurallara uyarak kendimizi koruduysak, bundan sonra bilim kurulunun aşı konusundaki sadece açıklamalarına ve kararlarına itibar ederek, bu salgın melanetinden kurtulabiliriz. Ülkemize ilk gelen aşılar, sağlık çalışanlarına uygulanacağı için, onlar bu işin uzmanları olarak önderlik ediyorlarsa, bu güne kadar onların sayesinde şifa bulmayı başardıysak, bu en zor zamanda yine bilim insanlarımız başta olmak üzere sağlık çalışanlarımızla birlikte olmak ve onlara destek vermek sureti ile başarılı olabiliriz. Zaten başka çaremiz de yoktur. Aşının bütün dünya bilim insanlarının ve hekimlerin hem fikir olduğu tek çözüm olduğu çaredir.

Salgının Dünya’ya ve Ülkemize daha fazla zarar vermeden aşı olalım ve yakın çevremizi bu konuda uyaralım. Milletçe seferber olalım ve bu seferberliğe gönüllü olarak önce biz katılalım. Salgın konusunu yeterince değerlendirdik. Bu konuyu ders verici bir fıkra ile noktalayalım: