GÖZLER, MASKELER DIŞINDA KALINCA..
İnsan ve yaşam hakkındaki pek çok yazılarımızda, gözlerin karakter okunmasında ipuçları verebilen bir organ olduğunu kanıtlamaya çalışırız. Çağımızın kademe kademe gelişen dönemlerinin uç noktasında da ilim, hep bunun araştırması içinde olmuştur. Dünya bilginleri, yaşam süreçlerinde akademik tezlerini devamlı bu konulara ayırmışlardır. Yapılan tez nitelikli tespitlerde, kriminal olaylar araştırıldığında, suçların itirafında gözlerden yararlanılmıştır.
Derler ki; gözler yalan konuşmaz. İnsanın iç dünyasındaki muamma, gözlerinin derinliğindeki ekranda gizlidir. Beden dili nasıl dudaktan anlaşılırsa insanın gizlediği sırlar da gözlerinden okunabilir. Bilim dallarından bu konularda hazırlanmış belgesel eserler vardır.
İnsan her ne kadar tükenecek bir canı taşısa da, düşünceleriyle üretken bir varlıktır. Ancak, yaşamını yorumlama tarzı değişiktir.
Toplumun yasal çerçevesi içinde kural tanımaz kişiliğiyle öne çıktığında yadırganır. Ayıplı kişiliğini hiçbir mazeretle kapatmadığı davranışları ortaya çıktığında toplumun gözünde, örnek bir vatandaş olmadığına dair eleştiriler alınır.
Devletin ekonomideki itirafı gibi “acı reçetelerden” biri de budur.
“ O halde ne gereklidir?..”
Medya ustası, duayen gazeteci Rahmi Turan, acı reçetenin açıklanacağı günü beklemeden, ülkeyi düzlüğe çıkaracak şeyin “Zihniyet Devrimi” olduğunu gazetesindeki köşesinde yazmış..
Değerli meslek öncüsü Rahmi Turan’ın bu görüşlerini, kırk yıldan beri gündeme taşıdığım için hastalığın halinden iyi anlarım.
Koronavirüs salgınının milletin bağrında açtığı yara büyüktür. Azgın virüs, ölüm listelerini kabartmak için acı görüntüler yaşatıyor.
Virüsü sindirecek etkili önlemler konusunda milletçe şu gerçeğe sarılmamız gerekli:
“MASKE, MESAFE, TEMİZLİK..”
İşte, tam da bu uygulamalarda,
“Örnek vatandaş olma” duygularımızı yitirdiğimiz ortaya çıkıyor. Devletle, uyumsuz vatandaşlar arasında “uygulatma” kovalamacası yaşanıyor..
Yıllarını toplumun nabzını tutmaya ayırmış bulunan Medya ustası, Rahmi Turan, can kurtarıcı maske konusunu “tebessüm” malzemesi yapan aykırı görüntüleri bir fıkrayla anlatmış. Özet olarak ortaya çıkan sonuç şöyle:
“Çiçekli böcekli maskeler falan görünce bi gülme geliyor.. Hayatımız kaymış, insanlar ölüyor, bizim millet hâlâ süs peşinde..”
Rahmi Turan’ın bir kaynaktan esinlenerek yayınladığı bu fıkraya biz de bir ilavede bulunalım: Firmalar, maskelerin münasip yerlerinden reklam aracı olarak yararlansınlar bari!.
İngilizler der ki: “İnsanların kusurları, kendi gözlerine nadiren görünür..”
