GÜLE GÜLE İSMET TONGO
Türk basını bir ustasını, ben bir dostumu, alem adam gibi bir adamı yitirdi… Cümlemizin başı sağ olsun…
İsmet (Tongo) ağabey ile sayısız anılarımız var… Milliyet’te başlayan ve Hürriyet’te devam edip de Posta’ya kadar uzanan bir yol arkadaşlığının geride bıraktığı anılar…
Sırası geldikçe zaman zaman gülerek zaman zaman göz pınarlarımız dolarak, zaman zaman yerinizden hoplayarak okuyacağınız anılar olacak.
Ben yaştakiler anımsarlar, bir çocukluk manzumemiz vardı hani:
“Kedim henüz bir yaşında
Uyuyor soba başında
Hem cesurdur hem de kurnaz
Bir tıkırtı duyar duymaz
Uyanır, aslan kesilir
Gözleri volkan kesilir”
Diye sürür gider… Nereden mi aklıma düştü?
Gazeteciliğin ve gazetelerimizin halinden… Yani diyeceğim odur ki Türk basınının bugünkü hali bu manzumenin tıpatıp aynıdır… Rahatlıkla uyuyabileceği bir soba bulamasa da birileri bağırınca aslan kesiliyor ya, bende hoşafın yağı kesiliyor anlayacağınız…
Gazetecilik falan derken biz yine politikaya bulaşacağız gibi görünüyor, iyisi mi aklıma gelen hoş bir hikayecik anlatayım size, isteyen kıssadan hissi çıkartabilir banane…
Bir Hıristiyan köyü… Köyde yaşayanlar arasında sağır ve dilsiz kız da var… Gelişme çağına yeni erişmişken, kızcağızın gebe kaldığı, birden bire ortaya çıkmasın mı? Bu olayın hep bilinen bir gerçekten kaynaklandığı saklanamıyor ki.
Ama en talihsiz gelişme, bu işi köy papazının yaptığı söylentisinin yayılması olmuş. Zavallı papaz durumu temizlemek için çırpındıkça büsbütün kuşku çekmiş. Tüm ömrü de bu yüzden acı içinde geçmiş.
40 yıl sonra ölüp de öbür dünyaya gidince, Aziz Piyer’e yalvarmış. Tanrı huzuruna çıkıp yakarmış:
“Ey Ulu Tanrım! Benim gibi bir kulunun durumunu bildiğin halde, nasıl olup da 40 yıl acı çekmesine izin verebildin?”
Tanrı yanıt vermiş:
“Ben sana yardım edecek durumda değilim. Ben bu insanlara ikibin yıldır, Meryem ile aramda bir şey olduğunu anlatamadım…”
Haftaya görüşmek dileği ile…….
UZATMAYALIM….
Roma imparatoru Tiberius’a eyalet valilerinden biri vergileri artırmak için izin ister…
Tiberius şu cevabı gönderir:
“İyi bir çoban, koyunlarının yününü kırpar, ama derisini yüzmez…