Sıkıntılı haberlerden bunalıyoruz. 
Hele de büyük şehirler de yaşıyorsanız, hele de İstanbul’u mesken tuttuysanız vay halinize. Değil adım atmak nefes almak dert… Nefes dedim, dert dedim, sıkıntı dedim daralttım sanki sizi.
Sıkıntılar yakamızı ne kadar bırakmazsa bırakmasın yine de gideceğimiz düzgün bir yol bulabiliriz diyorum ben… Bu yol bizi pişman etmez… Eğer çevremize mizah gözlüklerini takarak bakarsak, inanıyorum ki sıkıntıların bir bölümü bize neşe bile verebilir…
Ne denli zıddımıza giden şeyler olursa olsun, yine de neşemiz kaçmayacaktır.
Ne güzel şeydir o, mizah gözlüklerini takmak… Çevreyi ve dünyayı, öyle seyretmek ve algılamak. Boşuna değildi büyük Shakespeare’in oyunlarının en acıklı yerinde, sahneye birden bire soytarıları sürüşü… İdam fıkralarının mizahın en süzme örnekleri oluşu.
Mizah bir silahtır. 
Öldürmez ama aydınlatır. 
O aydınlanan sahnede, her zaman gözükmeyen öyle tuhaf, öyle garip hayaller oluşur ki, aklı olan insan, yaşama ferahlığına kavuşur. 
Nedir mizahın silahı?
Bir gözlüktür!... O kadar… Aklın sanatı olan mizahın bu masum silahını gözüne takan dünyayı daha filozofça seyreder.
Bu gözlüğü takar takmaz ilişki kurmaya mahkum olduğun en berbat heriflerin, aslında öyle rezil hayat palyaçoları olduğunu görürsün ki… Bu gibilerin seni kötü etkiliyor olmasında utanırsın bile. (Ben öyle oluyorum)
Ya karşı olduğumuz, hiç hoşlanmadığımız politikacılar. Onların üzerimizdeki kötü baskılarını yok etmenin en güvenli yolu belli. Takın mizah gözlüklerinizi… Seyredin şunları… Katıla katıla güleceğinizi garanti ederim…
Bunca laftan sonra haftayı tebessümle kapayalım mı?
Erkekler, hele bizim erkeklerimiz ne durumda olursa olsunlar cinsel güçlerine toz kondurmazlar…
Başka ülkelerde gerektiği zaman “güçlendirici” önlerler almaktan utanılmadığı kesin…
Bir Avrupa ülkesinde yaşlıca bir erkek  gencecik bir hanımla evlenecek. Doktorundan yardım istiyor. Doktoru da adama boğa hormonu tedavisi uyguluyor…
Düğün oluyor. Balayına gidiliyor. Dönüşte doktor hastasına merakla boğa hormonu tedavisinin sonuç verip vermediğini soruyor… Damat bey açıklıyor:
“Sonuç verdiği kesin… Ama sizin düşündüğünüz gibi değil… Boynuz çıkartmaya başladım…”
Haftaya görüşmek dileği ile, sağlıkla kalın...