CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

GÜNAYDIN

Pencereyi açtığımda sabahı kaçırdığımı  güneşin de hayli yükseldiğini gördüm. 

Kız kulesinden sökün eden martılar ağızlarında küçük pamuklu  şekerlerle  Karacaahmet'e doğru kanat çırptılar.  

Derin bir nefes aldım, ciğerlerimi temiz hava ile doldurdum. Yüce  Yaradan’a bu serinliği  lütfettiği için şükrettim. 

Gördüm ki bahçede  erik , badem, nar çiçeklerinin güne günaydın dediklerini şu kulaklarımla duydum. Bana dallarıyla gülümsediler. Ben de onlara günaydın deyip  sokağa indim.

Sokakımızda görevli gövdece gelişmiş , zekaca durmuş  çöpçü arkadaşın  karşı apartmanın giriş merdivenlerinde oturduğunu,  cep telefonuyla bir yerlere bazı  mesajlar yazıp  gülümseten mesajlar  aldığını gördüm. 

Bu ayı yavrusunun -bir kısım  hayvan severimizin kullandığı bir tabirdir bu-  bu suratı alı al moru mor yanan şahsın kedilerimize karşı disiplinli olduğunu dünya alem bilir.  İnce cildinin altındaki kılcal damarlardaki  oksijen biraz daha zorlasa damarlardan kan gelir..   

Cep telefonuyla meşgul olduğundan dalgınlığını fırsat  bilip elimdeki çöp poşetini  aceleyle  yasak noktaya koydum. Sonra dönüp ona, “günaydın" dedim.

Buram buram terleyen , sık sık sıfır numara  tıraşlı kafasını mendille silip kiloluk kolayı kafasına dikerken beni gördü, ciddiyetle gözüme bakarak ;“ Abi, aşağıda birine araba çarptı. Belediyeyi aradım ama gelmediler" dedi.  

Gözüne bakınca; şaka yaptım abi,  adam değil  kediydi ölen. Araba çarpmıştı.Belediye gelip hemen kaldırdı,dedi.

Şişenin dibinde kalan  kolayı da kafasına dikti. Boş şişeyi kovasına attı.  Kocaman faraşını tekerlekli bidonun içine koyup aşağı doğru yürüdü. Ben de ardı sıra yürüdüm.

Bir miktar yürüyüşten sonra sağdaki sokağa döndüm. 

Önümde zayıf yapılı bir ev hanımı  yürüyordu. Saçı ne uzun ne kısaydı. Rengi ne sarı ne karaydı. Yüzü ise ifadesizdi. Tam bir ev hanımıydı. Alelacele sırtına geçirdiği mantosu incecik ve ütüsüzdü. 

Tırmanırken bayanı geçtim. Yolun sonunda  güleç yüzlü bir adam köpeğini gezdiriyordu. Bir köpeğe baktım , bir de adama hafif bir tebessümle adama" günaydın" dedim.  Adam  günaydın diye karşılık verdi.  Arkamdaki ev hanımına , “Tanıyor musun”,dedi kısık bir sesle. Kadın ise “ Tanımıyorum ama iyi bir adama benziyor" dedi. 

Kısacık bir istişare sonunda  her ikisi de , iyi bir adam olduğumda ittifak  ettiler. 

Ben de gönül rahatlığıyla kendilerine  günaydın diyebileceğim başka köpeklilere rastlamak umuduyla  markete, Harem’ e doğru yürüyüşe geçtim...

<