Günden Güne KUDÜS ( JERUSALEM)
“Ey Kudüs, Tanrı’nın seçtiği toprak ve onun kullarının vatanı, senin duvarlarından dünya dünya oldu. Ey Kudüs, sana doğru inen çiy bütün hastalıkları iyi ediyor, çünkü geldiği yer Cennetin bahçeleri.”
( Hadis )– Hazreti Muhammed. SAV
“Ey Kudüs! Peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan sen, tavuk yavrularını kanatları altına nasıl toplarsa, ben de senin çocuklarını kaç kere öyle toplamak istedim.”
( İncil- Matta 23/37 ) – Kudüs’ü Zeytinlik Dağı’ndan seyreden Hazreti İsa
“Seni unutursam, ey Kudüs, sağ elim hünerini unutsun!. Eğer seni anmazsam, eğer Kudüs’ü baş sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın.”
( Mezmur – 137) Sürgün edilen İsrail çocuklarının şarkısı.
Sevgili dostlar, Hz. Adem tarafından inşasına başlanan Kabe, Dünya’nın ilk mabedi ve dini yönden ilk ve en önemli şehri Mekke’nin ardından bu denli önem verilen, uğruna savaşlar yapılan (halen de yapılmakta olan ), üç büyük semavi dini ( Müslümanlık, Hıristiyanlık, Musevilik ) bağrında buluşturan ve ilgisine mazhar olan başka bir şehir yok. Herkesin her taşında, her toprağında ve tarihinde kendinden bir parça bulduğu mübarek şehir. Hazreti Musa ile, Hazreti İsa ile, Hazreti Muhammed (SAV) ile özdeşleşen silinmez izlerin mekanı. Kutsallığın en uç noktası Kudüs!.
MÖ 3000’li yıllara tarihlenen şehir Büyük İskender, Hz.Ömer, Selahattin Eyyubi ve Yavuz Sultan Selim gibi devlet adamlarının yakın ilgi alanında ve fetihlerine sahne oldu. 28.Aralık.1516’ da Yavuz Sultan Selim (1470 -1520) tarafından fethedilen şehrin Ortadoğu Coğrafya’sını kapsayan ve 400 yıl sürecek olan sulh ve sükun dönemi başlıyordu. Öyle ki şehir bunca yıllık tarihinde hak, hukuk, adalet ve manevi paylaşımın bu denli gözetildiği başka bir dönemi hiç yaşamamıştı.
09.Aralık.1917 de İngilizler’in Kudüs’e girmesiyle başlayan kaos, 29.Kasım.1947 yılında Filistin’in paylaştırılması yönündeki Birleşmiş Milletler kararıyla zirveye ulaştı. Ve de halen günümüzde bile bu kaosun sürdüğünü görmekteyiz.
Değerli okurlar, Dünya’nın odak noktasında bulunan ve siyasi konumu hiç değişmeyen, daha doğrusu değiştirilmesine fırsat verilmeyen bir konu ve şehrin sahip olduğu binlerce yıllık hem de öylesine otantik mazisini değiştirmek elbette ki mümkün değil. Onu korumak ve nesiller sonrasına aktarmanın politik manevrasındaki sorumluluğun şimdi tam zamanı.
400 yıl yıl boyunca Türklerin idaresindeki sulhun sırrı ne?.
Ve de şu andaki bir türlü aşılamayan kargaşanın sebebi ne?
İnsanlığın yüzleşebildiği her ne var ise hikayesinde bahsi geçen Kudüs, seni korumanın, sende sükun bulmanın yolu ne?.
Seni kuranların, sende yaşayanların duası, bedduası ne?.
Sana uzanan eller semaya açıldığında istediğin ne?.
Söyle de onu yapalım. ..Tek olan Dünya’mız telafisi imkansız bir trajedinin kurbanı olmasın.
Esen kalın.