DEMET CENGİZ

DEMET CENGİZ

Güneydeki turizmci diken üstünde

Alanya’ya her gittiğimde o uzun kumsal, çift şeritli yol ve yolun kenarından Toros’un eteklerine uzanan –göze de pek güzel görünmeyen- yapılaşmaya bakarım. 

Coğrafi özellikleri bakımından biraz Fransa’nın film festivaliyle de meşhur şehri Cannes’a benzetilebilir ama aslında ondan çok daha özeldir. Kuzeyinde başı neredeyse tüm yıl karlı Toros Dağları, güneyinde Akdeniz… Kalesi, civardaki mağaralar, çaylar, kanyonlar… Hemen yanı başındaki havalimanı… 

Alanya’nın en büyük sorunu şehirleşmesi… Ülkemizde turizm beldelerindeki betonlaşma –hele de dikey ise- tüm doğal özelliklerini yitirmelerine sebep oluyor. Hiçbir yerin başka bir yerden farkı kalmıyor. Alanya’da kumsalda oturup Torosları görememek çok acı… Orayı eşsiz kılan özelliğinden mahrum kalması değerini düşürüyor. Acilen beldenin şehirleşmesine bir sınır getirilmeli. 

YABANCI YERLEŞİKLER

Uzun yıllar Alanya’yı, oraya yerleşen Almanlar ile özdeşleştirdik. Daha sonra Rusların yerleşmeyi tercih ettiği bir belde oldu. Hatta yerleşik Ruslar yüzünden bazı Almanların başka yerlere göçtüğü de görüldü.

Pandemi sürecinde Rusya’da kapalı kalmak yerine pasaportunu yakıp, ceza yemeyi göze alıp Alanya’da kalan Ruslar olmuş. Sıkı önlemlerin alındığı kapanma döneminde hiç olmazsa iklimi Akdeniz olan bir yerde kalmayı tercih etmişler. Bundan anladığım, Türkiye pandemiyi kışın daha sıcak iklimde geçirmek isteyenlere ev sahipliği yaparak alternatif bir turizmcilik anlayışı ortaya koyabilirmiş. 

Mayıs sonunda gittiğim Alanya’yı hem ‘Almansız’ hem de ‘Russus’ buldum. Pandemi nedeniyle geçen yıl Alanya’ya gelen turist sayısı yüzde 70 civarında düşmüştü. Rusya’nın getirdiği uçuş yasağı ve Avrupa’da devam eden önlemler bu yazı nasıl etkileyecek hep birlikte göreceğiz. Haziran ayı için çok fazla iyimser olmayan turizmciler, tüm umutlarını temmuz ve ağustos aylarına bağlamışlar. Tek arzuları geçen sezondan daha iyi bir yaz geçirmek ama eski ihtişamlı günlere geri dönüş konusunda en azından kısa vadede kimse çok iyimser değil. 

UKRAYNA VE POLONYA AĞIRLIKTA

Uçakta da Alanya’da kaldığım otelde de dikkatimi çeken Ukraynalı ve Polonyalı turist sayısındaki artıştı. Almanların ve Rusların yerini alabilecekleri sanılmıyor ancak açık otellerin yüzde 30 doluluk oranına ulaşmasını sağlıyorlar. 

Bünyesinde Kaila Beach, Kaila Krizantem, Kaila City, Kaila Dolphin Family otellerini bulunduran Kaila Hotels Başkan Yardımcısı İzzet Köseoğlu, Antalya’nın 2019 yılı yaz sezonu içerisinde 15 milyon, 2020 yılında ise 3,5 milyon turist ağırladığını hatırlatarak, “2021 sezonu için iyimser tahminlerde bulunuyorduk. Yaklaşık 12 milyon turist hedefi koymuştuk. Sezona geçen seneki yaraları sarma umuduyla başlamışken Rus ve Avrupa pazarlarında son yaşanan gelişmeler sonucu bir belirsizliğe girdik” diye konuşuyor.

TURİZMCİLER SEZONA HAZIR

Rusya, İngiltere ve Avrupa’nın Türkiye’ye getirdiği seyahat kısıtlamalarını sürdürmek yönünde karar alması temmuz ve ağustos aylarına bırakılan ümitleri de tüketti. İzzet Köseoğlu, bu yaz sezonunu 2020’den daha iyi geçirmeyi beklerken onu arar hale gelmekten korktuklarını vurgulayarak şunları söylüyor:

“Geçen sezonun aksine kısa çalışma ödeneğinin bitmesi durumunda sektör zor durumda kalır. Bizler pandemi konusunda tecrübe kazandık. Misafirlerimize geçen sene olduğu gibi en iyi şekilde hizmet verip evlerine sağlıklı bir şekilde dönmelerini sağlamaya hazırız. Kısıtlamalara rağmen hem Rusya hem Avrupa pazarlarından gelen seyahat talepleri bunun bir göstergesi. Yeter ki kapılar açık olsun, uçaklar uçsun.” 

Türkiye’de 13 kuşaktır kebapçılık geleneğini sürdüren, Alanya’nın popüler lokantalarından Oba Kırbaşı Kebap’ın sahibi Mehmet Tanır, 2020 yılını yüzde 50 kayıpla kapattıklarını anlatıyor. Kapanan Rus, İskandinav ve İngiltere pazarlarının herkesi üzdüğünü belirten Tanır, “Her şey dahil sisteme gelen beğenmediğimiz turisti bile arar olduk. Tüm dünyayı etkileyen bu süreçte biz personelin arkasında durduk; onlar da bizim arkamızda durdu. Bu yıl aşılamanın hızlanmasıyla, yaz ayları sancılı geçse de sonbahar için umutluyuz” diye konuşuyor. 

Alanya’nın önde gelen girişimcilerinden Mehmet Ali Dim, beldenin diğer kanaat önderleriyle birlikte şu tespitlerde bulunuyor: 

“Alanya artık yalnızca şirin bir Akdeniz kıyı yerleşimi olarak tanımlanamaz. 60 kilometrelik kıyı şeridine yerleşmiş, benzerlerinden çok daha büyük ölçekte ekonomisi olan bir turizm kentidir. En büyük ve asıl gelir dilimi olan turizmin sürdürülebilir olması şart. Bunun için Alanya’yı çekici kılan doğası, başta kumsal ve denizi olmak üzere kesinlikle korunmalıdır.”

Alanya, turizmin yanı sıra tarım ve sanayi ile de öne çıkıyor. Futboldaki başarısı da çok konuşulan bir belde… Tüm bunların yanında kültür ve sanat etkinlikleriyle farklılaşması da Alanya’yı gözde kılacak. 

<