GURUR VE UTANÇ
Buzullar eriyor, ama Türkiye'de daha hızlı eriyen bir şey var...
Türk Lirası...
Resmi rakamlara göre; enflasyon yüzde 80...
Sivil enflasyon ölçüm örgütü ENAG’ a göre ise enflasyon yüzde 200’lere doğru koşuyor..
Vatandaşın cebine göre ise; oran daha fazla...
Bu TL'nin tepe taklak gitmesinden çıkar sağlayanlar da var elbette...
Hatta bu kişiler yatıyor kalkıyor enflasyonun düşmemesi için dua ediyor...
Cuma günleri namaz sonrası iki rekatta "enflasyon için şükür namazı" bile kılıyorlardır.... Malum her cumartesi pazar Edirne Sokakları Bulgar ve Yunan vatandaşlarıyla doluyor
Öte yandan Gürcülerde her pazar günü Doğu Anadolu’muzdaki il ve ilçe pazarlarını dolduruyor... Hem de mahalle pazarına gider gibi pazar arabasıyla gelip alışveriş yapıyorlar...
Yakındır Ermenilerde sökün eder...
Söylentilere göre "ithal müşteriler" buradan aldıkları malları kendi ülkelerinde "batan geminin malları bunlar" diye sattıkları bile rivayet ediliyor...
Esnafta neredeyse onları kırmızı halıyla karşılayacak...
Edirneliler de Karslılar da kendi ülkesinde üretilen ürünleri alamamanın ezikliği ve utancı ile tezgahlara uzaktan iç çekerek bakarken, içlerinden kim bilir neler geçiriyor.
Elbette bu durum bizim televizyoncuların da dikkatini çekiyor..
Şimdi konumuz Edirne ve Kars’a gelen "ithal müşterilerin" yaptığı alışverişler değil...
Mesele daha vahim; Türkçenin kullanımında....
TV muhabiri mikrofonu Bulgar asıllı bir Türk'e uzatıyor ve "memnun musunuz" diye soruyor...
Aldığı cevap ise dikkat çekici, hiç hatasız akıcı ve doğru bir Türkçe ile cevap veriyor soydaş...
Gururlanıyoruz...
Aynı soru bizim esnafa da soruluyor...
Hadi Trakya şivesiyle yanıtladı desek değil, İstanbul şivesiyle hiç değil, Karadeniz şivesine de benzemiyor....
Son derece bozuk anlaşılmaz bir kaç laf ediyor...
Kelimeleri ağzında ezerek, gayet gayri ciddi bir yaklaşımla verilen cevaplar Türkiye'de milli değerlere ne kadar sahip çıktığımızın bir göstergesi olabilir mi?
Bu kez utanıyoruz...
Kendi diline bile sahip çıkmayan bir toplumun, diğer temel değerlere ne kadar sahip çıkacağını siz düşünün...
Aklımıza gelmiyor değil, esnafa esnaflık ruhsatı verilirken bir eğitimden geçirmek gerekir mi.?
Çünkü bu ekonomik konjonktürde Türkiye'nin dışa dönük yüzü uzun süre pazar ve taklit mal satan küçük esnaf olacağa benziyor (!)
Bu iki meselenin de utancı bize…