MUAMMER OYTAN

MUAMMER OYTAN

HABEŞ KRALI ÖNÜNDE CAFER'in KONUŞMASI

 615 yılının Recep ayı idi. Ashabının çektiği eziyetlere karşı bir şey yapamamanın ızdırabını duyan Rahmet Peygamberi, onlara hicret etmelerini tavsiye etmişti: ”Habeşistanda, ülkesinde hiç kimseye zulmedilmeyen bir kral vardır. Allah sizin için bir kurtuluş yolu gösterinceye kadar orada kalın.”

Cafer-i Tayyar henüz 25 yaşında iken Eşi Esma ile birlikte, kuşatma ve baskı altındaki bazı müminlerle beraber Habeşistan’a göç etmişti. Bunu haber alan müşrikler, Müslümanları iade etmesi için Necaşi’ye bir heyet gönderdi. Heyetin başkanı olan Amr b. AS, Necaşi’nin huzuruna çıktı ve hicret edenlerin iadesini talep etti. Necaşi, hicret edenleri de dinlemeye karar verdi. Huzura kabul edilen Cafer, şöyle dedi: “Ey Hükümdar! Biz cahiliye zihniyetine sahip bir kavimdik. Ağaçtan veya taştan yontulmuş putlara tapardık. Kendiliğinden ölmüş murdar hayvanların etini yerdik. Helâl-haram nedir bilmezdik. Kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. İnsanlık dışı bütün kötülükleri işlerdik. Akrabalarımızla ilgilenmez; komşuluk hakkı diye bir hak tanımazdık.. Hak ve hukuka riayet etmezdik. Biz bu haldeyken Allah Tealâ, bizim içimizden asil, doğru, emin, güvenilir, iffetli bildiğimiz birini Peygamber olarak gönderdi. O, bizi bir olan Allah’a imana davet etti. Yalnızca O’na ibadet etmeye çağırdı. Atalarımızdan miras kalan putlara tapmaktan bizleri kurtardı. Doğru söylemeyi, emanete riayet etmeyi, akrabayla iyi geçinmeyi, komşuları gözetmeyi öğretti. Bütün kötülük ve günahları, kan dökmeyi haram kıldı. Yalancı şahitlik yapmaktan, yetim malına el uzatmaktan men etti. Namuslu kadınlara iftira atmayı yasakladı. Biz de onu doğruladık; Allah’tan ona gelenlere tâbi olduk; sadece Allah’a ibadet ettik; O’na hiçbir şeyi ortak koşmadık. Halkımız bu sebeple bize düşman oldu; bize zulmettiler; dinimizi yaşayamaz olduk. Baskı ve zulümler dayanılmaz bir hal aldığından emin ülkelere sığındık; senin himaye ve komşuluğuna can attık.” dedi. Necaşi bunları ülkesinde korudu ve kolladı.

GÖNÜLLERE SEVGİ EK !

İç güzellik gönül kilidini açar,

Sevgi-saygı insandan insana geçer!

Sevgiden uzak yaşayan zavallıdır,

Gönüllere sevgi eken, sevgi biçer!

 

Istırap bir rendedir, fazlayı alır!

Acıları silen gönül kendin bulur!

Kin ve nefret varsa, huzurlu olunmaz,

İyilik yapan daima mutlu olur!

 

OYTAN, var olan Hak’tır; gayrısı yoktur!

Hak’ka tapan kişilerin yüzü aktır,

“ O senden, sen ondan razı, dön Rabbine!”

Bunun yöntemi kalbini arıtmaktır!

<