KENAN SÖNMEZLER

KENAN SÖNMEZLER

HADİ BANA EYVALLAH!..

Nedense her nisan bendenizde bir Kıbrıs aşkı depreşir. Kıpır kıpır olur içim. Kıbrıs beni çeker ben Kıbrıs’ı. Önceki yıllarda olduğu gibi eşimi de ikna edince Kıbrıs hazırlıkları başladı.

Yok canım olur mu hiç, referandum öncesi buradayız ve oyumuzu kullanmak üzere sandık başında olacağız. Ancak sizler bu satırları okurken biz Kıbrıs’ı yudumluyor olacağız…

Gazimağusa Kıbrıs’ın en eski kentlerinden. Namık Kemal’in sürgüne gönderildiği yer. Güya Mağusa Kalesinde sürgün ama, birinci katta özel bir oda onun diye gösteriliyor. Şehirde rahatça dolaşıp geziyor. Rakı ve şarabın da musluklarını kolay buluyor.

Anlatılanlara göre Vatan Şairimizin kafası çok yükmüş. Ancak uzun süre aradıktan sonra kafasına göre bir fes bulabilmiş. Fesçi Ermeni, “Sen bu kafaya göre fes bulamazsın” diye çok para istemiş. Namık Kemal’de cevabı yapıştırmış: “

“Sen de bu fese göre kafa bulamazsın!”

Kıbrıs’ın çok zengin olan tarihine Shakespeare bile karışıyor. Ünlü eserinin kahraman zenci kumandanı Othello tiyatroda hep güzel bir sarışın olan karısı Desdemona’yı Mağusa Kalesi’nde öldürüyor. Kale ziyaret yeri. Şehirde de Desdemona Parkı yapılmış.

Bu kadar ukalalıktan sonra geçelim Girne’ye…

Girne çok gelişmiş. Beşparmak dağlarına yaslanan  yamaçlardaki Bellapais ve Karaman yerleşmeleri  şiirsel güzellikte. Tüm bitki ve çiçekler doğadaki hallerinde, Yerleşim birimleri birbirine çok saygılı ve zarif. Bu zarafet günümüzde biraz bozuluyor gibi de olsa o eski havasını korumayı başarmış.

Binalar ufak, yollar daracık ve dik. Selviler çamlar dipdiri. Zeytinler sanki  Van Gogh tabloları gibi. Laf aramızda bu yerleşkelerin mimarları kendilerini kanıtlama sevdasıyla yapıların boyutlarını azdırıp biçimlerini yabancılaştırmamışlar.

Kıbrıs’a bahar İstanbul’dan iki ay önce geliyor. Önemsediğim göstergeler çok güvenli. Bitki ve çiçekler. Onlar aldanmaz ve aldatmaz.

Bilmem bilir misiniz? İstanbul’un kışında yaşamayan sardunyalar, Kıbrıs’ta hiç yaprak dökmezler.

Şimdilerde çılgınca çiçeklenmeye başlamışlardır bile…

Hadi bana eyvallah…

 

<