RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Ham Batılı olmuşuz

Sistem, düzenek, nizam tamamlanmış yıllar öncesinden. Daha Tanzimat döneminde ferman yayınlanmış sahne temsil sanatlarından ortaoyunu yasaklanmış, Cumhuriyet döneminde en üstten yasak gelmiş Türk Sanat Musikisi yasaklanmış. Devlet Senfoni Orkestrası kurulmuş. Kimsenin anlamadığı eserleri çalan çalgıcılar devlet sanatçısı payesi ile ödüllendirilmiş. Devlet başarmış bu işi. Batılı düzenekte yaşamaya mahküum edilmiş insanlar. 
Para dolaşım düzeneği ile hemen her vatandaş riba çeşmesine bağlanmış. Müslümanlar cami yerine bankalarda karşılaşır olmuşlar. İş ve çalışma saatleri Batılı ölçülere göre düzene konmuş. Namaz vakitleri emeklilerin, ev hanımlarının, hasta ve alillerin bildiği sınırda kalmış.Şimdilerde  Başbakan çıkıp bir genelge yayınlıyor. Öğle yemek tatili 2 saattir diye. O Başbakan’ı İslam’a hizmet etti diye yere göğe koyamıyoruz.

Xxxx

Bizim medeniyetimizin değer üretmesi zaten önlenmiş, değer üretemeyen medeniyet de ölecektir elbette. İslam medeniyeti, Hakikat Medeniyeti belli coğrafyalarda değer üretemez hale gelmiş-getirilmiş. İnsanların beyinlerinde, fıtratlarında, gebelerinde kalan bazı kırıntıları rehber edinmeleri mümkün değil. Hakikat Medeneiyeti2nin tüm değerlerine, mevcut değerlerine sahip olsanız bile Hakikat Medeniyetine göre yaşamanız hambatılı sistemle engelleniyor. Zaten uzun yıllardır değer üretmeyen ve yaşamayan Hakikat Medeniyeti’nden kalan  un ufak değerleri buldukça onlara sarılıyor insanlar.

Xxxx

Binek taşları, tüm bozulmuşluğuyla mezar taşları, sadaka taşları, hayvan sulama yalakları gibi kırıntılarla o medeniyete bağlılığını sürdürmeye çalışan insanım namazı vaktinde kılamıyor, bankaya uğramadan iş yapamıyor. Ticari hayatta Hakikat Medeniyetini çağrıştıran isimle iş yapılamıyor. Büyük duvarlar arasına hapsedilmiş yüksek bina öbeklerinin ismi mutlaka batılı, firenkçe olmalı. Aksi takdirde dairelerin değeri düşüyor. Ticarethanelerin, dinlenme tesislerinin ismi firenkçe değilse iş yapamıyor. Caddelerde yerli ve nilli kelimelere rastlamak tesadüf değil, ama onlar henüz ortama uyum sağlayamamış yeteneksizler olarak görülüyorlar. Onlar da birinci kuşak değilse ikinci kuşak tarafından şartlara uyduruluyor.

Xxxx

Tam bu kıvamdaki toplumda bazıları Hakikat Medeniyetinden kalmış değer kırıntılarıyla büyük işlere soyunuyorlar. Tiyatro ve sinemada beyaz, yerli, milli bir akım başlatmayı hedefliyorlar. Yaptığın işin kendisi milli değil, sen onu nasıl millileştireceksin a yiğidim. Öyle demeyin milliyetçilik de yerli değil ama milliyetçilik işte.

Xxxx

Küçük kalıntılarla, kırıntılarla, sızıntılarla bir medeniyet inşa edilemez. Çok yol aldık, artık para gücümüz de var, yetişmiş insan gücümüz de var dediğiniz anda, bir gizli Batılı ve Batıcı ortaya çıkar, gücü de elinde bulunduruyorsa sizi kıyım kıyım kıyar. İslam Medeniyetini, Hakikat Medeniyetini yeniden canlandırmak, tesis etmek, onu değerler üretir hale getirmek iki neslin, üç neslin işi değil. Çok emek istiyor ve emekten önce de sabır ve metanet istiyor.

Xxxx
Ama, hak hedeflere de batıl yollarla gidilemez. Hiç temas kurmamak gerekirken kimileriyle kankardeşi olmuşsan, izahı zorluklarla dolu ilişkileri hedefe varmak için mübah saymışsan İslam’ı koruyacağını vaad eden  Alemlerin Rabbi seni de bir zalimin kılıcıyla doğrultabilir. Haram parayla ibadet yapmak, hayır hasenat yapmak fayda sağlamak yerine, ters de tepebilir. Nitekim ülkemde devletin sırtından haksız kazanç elde ederek İslam’a hizmet etmeyi, İslam Medeniyetine nesiller yetiştirmeyi sürdürenler var. 60 yıldır izliyorum. Hiç bir İslami hareket helalde kalamadı, gayrı meşru yolları  düzeneğin dışına çıkamadıkları için mübah saydılar. Cezasını da niyetlerinin aksi istikametteki gelişmelere hizmet etmek şeklinde aldılar. Ama hiç biri de ağah olamadı. Gönlüm bu bakımdan da Karaca Ahmet Mezarlığından daha fazla defnedilmişlerle doludur.

Xxxx

Hakikat Medeniyeti elbet bir gün tesis edilecektir. Ama haramı mübah saymayacak dirayette çilekeşler gerekiyor.

<