Sevgili dostlar, kişilikleri, olağanüstü dehalarıyla kendi alanlarında üstün başarılar göstermiş insanların tarihe mal olması elbette mümkün. Ne denli zorluklar ve olağanüstü çabalarla yürüdüğü yolun ne oluğunu ancak kendilerinin bileceği böylesi insanların arasında, Makedonya Kralı Büyük İskender ( MÖ 336 – MÖ 323 ), Epir Kralı Pirus ( MÖ 318 – MÖ 272 ) ve Kartacalı ( Kuzey Tunus ) politikacı ve general Hannibal ( MÖ 247 – MÖ 183 ) zaferlerle dolu askeri başarıları nedeniyle ön sırada gelmektedir. Savaş alanlarındaki taktiksel plan ve ordularına komuta etmek konusundaki hünerleri ve bütün dünyanın kabul ettiği şekliyle 1. sırayı tartışmasız Büyük İskender alıyorken, 2. ve 3. sıralar Pirus ve Hannibal’e ithaf edilmektedir.

Sicilya’da ki 1. Pön Savaşında babası komutan Hamilcar Barca ‘nın ( MÖ 270 – MÖ 229 ) Romalılara yenilgisi sonrasında Kartaca’nın itibarını kurtarmak ve o zamanlarda kendi toprakları olan Sicilya ve Sardinya adalarını geri almak için babasıyla birlikte savaşa katılmak üzere yola çıktığında 9 yaşında bir çocuktu.

Elinde deniz gücü olmadığı için Akdeniz’de doğrudan Sicilya’ya ulaşmak yerine, Kuzey Afrika’dan yürüyüşle Cebelitarık Boğazından İspanya’ya, oradan da Pireneler ve Alp Dağlarını geçerek kuzey yönünden Dünyanın en güçlü devleti Roma İmparatorluğunun üzerine yürüdüğünde askeri gücü yüzbin asker ve 37 tane de filden oluşuyordu. Yüksek rakımlı dağlık ortamda askerlerinin çoğunu hava koşulları yüzünden kaybetmesine rağmen fillerle yapmış olduğu bu yürüyüş antik çağda yapılabilecek en başarılı askeri ilerleme olarak kabul edilmektedir.

Babasının ve ülkesinin Sicilya yenilgisini asla unutmayan Hannibal bu denli uzun ve yorucu bir ilerlemenin ardından Trasimene Gölü Muharebesinde Roma’nın hem de ana ordusunu yenebilmiştir.

Hannibal, genellikle Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerde yaklaşık 2000 yıl hüküm süren Dünyanın en güçlü İmparatorluğu’nu bir çok kez yenilgiye uğrattı.