RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Harflere işaret koyduk

1863-1864 ders yılında Ahmed Cevdet Paşa’nın teklifiyle, Encümeni Daniş’in kararıyla Arap alfabesi harekeli olarak yazılmaya başlamıştır. Ondan önce okumanın ne kadar zor olduğunu tahmin etmek mümkün. Sesli harfleri yapabilmek için vav harfi üzerine için esre, ötür, üstün adı verilen işaretler konulmuş.  1869’da İbrahim Şinasi, 1884’te Ebüzziya Tevfik Arap harfleri üzerinde büyük işlemler yapmışlar ve genel okuma kurallarına ulaşmışlardı. 519 harf ve işaret 110’a indirilmiş.

1855 yılında  Edirne Telgırafhane Müdürü Mustafa Efendi  Mors alfabesini Türkçe’ye göre ayarlamıştır.

Türkçe ile ilgili çalışmalara İran’dan Azerbaycan’dan  katılanlar olduğu gibi, Andon B. Tıngır gibi yabancılar da katılmıştır. Ahundzade Encümeni Daniş’e sık sık tekliflerle gelmiş ama her teklifi reddedilmiştir.

 

 

Xxxx Türkçe’ye emek verenler alfabe sorunlarıyla uğraşadursun, okuma-yazmanın kolaylaşması için de çok çareler düşünüp üretmişlerdir. Namık Kemal, İbrahim Şinasi, Şemseddin Sami, Ali Suavi,  Hüseyin Cahit Yalçın,  Dr.Abdullah Cevdet,  Celal Nuri İleri gibi isimler de Latin alfabesine geçmenin savunucuları oldular. Harfleri ıslah etmek, harfleri değiştirmek çabaları hep süregelmiştir. Ama bugün de harfler Türkçe’deki sesleri işaretlemeye yetmemektedir. Rusya’da Orenburg’da Vakit gazetesini yayınlayan Mehmet Şakir Ramiyef ve  Mehmet Zakir Ramiyef 110 harfi  ve işareti 1911 yılında 63’e düşürmüşlerdir.

1914-1918 yıllarında Balkan Faciasından sonra Enver Paşa da dil, Türkçe, alfabe, okuma-yazma meselesiyle çok yakından, ayrıntılı biçimde ilgilenmiştir. O da Namık Kemal gibi sağdan sola alışkanlığının soldan sağa çevrilmesine karşı çıkmıştır. Arap harflerini tek tek yazmak şeklinde  hattı Cedid ya da Enver Paşa Yazısı adıyla 45 harf ve işarete indirgemiştir. 1917’de Enver Paşa yazsıyla alfabe basılarak öğrencilere dağıtılmıştır. Bu uygulama Latin alfabesine geçelim söylemlerini bir süre bastırmıştır.

 

Türk Dil Kurumunun 40 yılı başlıklı kitapta gerçekten de Türkçe üzerine çalışanlar, emek verenler, bu konuda endişe duyanlar, dili mesele haline getirenlerin çalışmalarına ayrıntısıyla yer verilmiş. Değerli ve mükemmel bir çalışma. Keşke Türk Dil Kurumu’nun ikinci 40 yılı da 2012’de yayınlanmış olsyadı. Bir önceki Başkan Haluk Şükrü Akalın hoca, Türk Dil Kurumu’nun dönemler olarak incelenebileceğini söylemişti.

 

Xxxx

 

Dil çalışmalarında çok tebessüm ettirici durumlar da meydana gelmiş, bilhassa yabancı dil bilimcilere çok güvenilmiş, Fıransızca’nın o yıllarda Türkiye üzerindeki hakimiyeti dil çalışmalarında da kendini göstermiştir. Daha sonraları Nurullah Ataç da Fıransız imla-yazım kılavuzunu esas alarak Türkçe’ye don biçmiştir.

Türk ırkına dayalı millet düşüncesinin şairi Mehmet Emin Yurdakul yazdığı bir dörtlükte dil çalışmalarının geleceği zirveyi iaşret etmiş ve şöyle demiştir.

Bugün sana yabancı,  melez gelen öz dildi

Her şeyini Türklüğün vicdanından alacak

Daahilerin doğarak senin dahi Virjilin

Altın sazla Turan’ın destanını çalacak.

Mehmet Emin Yurdakul zaten soy adıyla Allah’ın kulu olmak yerine yurda kul olmayı tercih etmiş bir asidir. Batı hayranlığı şu dört mısrada bile kendini açığa vuruyor. Virjil örnek gösteriliyor.

 

Xxxx

 

1881 Selanik doğumlu Mustafa Kemal Selanik’te bulunan 3. Ordu’da Kolağası rütbesindedir. 1907 yılında yani 26 yaşındadır. Vardar Kıraathanesinde bir konuşma yapıyor. Yanında da  İstanbul Hukuk Mektebini bitirmiş  Selanik Mahkemesi üyesi Bulgar asıllı Türkçe bilen İvan Manolov vardır. 1907 yılı. Karar verilmiş, hedef belirlenmiş ve lider kendini açıklamaktan çekinmiyor.

‘batı uygarlığına girmemize engel olan yazıyı atarak Latin kökünden gelen bir alfabe seçmel. Kılık-kıyafetimize kadar her şeyimizde Batılılara uymalıyız. Emin olunuz ki, bunların hepsi bir gün olacaktır.

Mustafa Kemal bir Batı hayranıdır. ‘Muasır Medeniyet demiş, Batı dememiş’ uydurmaları bir şeyi değiştirmiyor.

Batılılaşma duygu olarak tüm Osmanlı aydınını örümcek gibi sarmıştı ama onu resmi devlet haline getiren Mustafa Kemal olmuştur.

<