CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

HASET

Cevdet TÜTÜNCÜ

Sevgili dostlar, bir işte başarılı olmak, o işi bilmekle doğrudan ilgili. Bir işi bilmek ise olumlu bir sonuca ulaşabilmemiz için onun ciddiyetini kavramak ve dürüstlükle yakından ilgili bir eylem… Eylem çalışmak, araştırmak ve emek vermekle ilgili. Sonunda elde edilen başarı ise alkışla ilgili…

Ancak..,

Dünya’da var olan ilk insanlar Hz. Adem ve eşi Hz. Havva’nın çocukları Kabil’in küçük kardeşi olan Habil’i öldürmesiyle, insanlık tarihinin ilk cinayeti  işlenmişti. Cinayetin nedeni ise Kabil’in Habil’e duyduğu haset olmuştu. (Kur’an-ı Kerim Maide Suresi 27 – 40 )

Tarihsel sürecin bize sunduğu en önemli ve hemen herkesçe bilinen bu olay aynı zamanda insanlık tarihinin ilk ve en kötü örneğini oluşturmakta…

Bu olayın süreci ve nasıl olduğu önemli olmakla birlikte asıl önemle üzerinde durulması gereken  “ Neden olduğudur. “  

Nedeni kısaca  “ Haset “

Yaşadığımız süre içerisinde hemen herkesin kendisine göre üzerinde az ya da çok çalıştığı emek verdiği bir uğraşısı var. Bu uğraşıların sonunda başarılı ya da başarısız olmakla sevinmek veya üzülmek doğru orantılı sonuç olarak karşımıza çıkar. Elbette doğal olanı da budur.

Doğal olmayanı ise başarısız olanların  hatalardan ders alıp daha çok gayret göstermek yerine, sakat bir psikolojiyle doğrudan başarılı olana yönelmesidir.

Olgun, kendisini tamamlamış, başkasının sahip olduklarını, başarılarını kendisininmiş gibi algılayan insanların tamamen yabancısı oldukları nefret, hasetlik ve çekememezlik kavramları, insanı insanlıktan çıkarmaya yeten duygular olarak, etkisine aldığı insanların hem ruh sağlığını hem de toplum içinde itibarını alt üst eder…

 Benzer duygulara sahip ve ne hissettiğini kavrayamayan insanların önleyemedikleri böylesi duygular, Kabil – Habil örneğinde görüldüğü gibi yalnızca başkasını öldürmekle değil,  aynı zamanda başkasının başarısını, ilerlemesini engellemek için çeşitli ayak oyunları, dedikodu, fitnecilik, fesatlık gibi çirkin eylemlerle de kendisini ortaya koymaktadır. 

Böylesi duygulara kapılan birisinin içinde bulunduğu durumu kavrayarak öncelikle insan olduğunun farkına varması ve bu yönde kendisini kontrol etmesi gerekmekte… 

Her halükarda akıl ve mantığın süzgecinden geçerek alınan güzel bir eğitim, insani değerleri ön planda tutarak kötülüklerden uzak durmamız konusunda bizleri uyarır.

İnsan, yaradılışındaki asaletinin farkında olarak bu gibi duyguları kendisinden her zaman uzakta tutmalıdır.

İnsani değerleri özümseyenler başkalarının başarısına gıpta eder, haset etmez… 

Esen kalın.

<