Malum tümümüz oylarımızı kullandık. Yeni bir döneme kapı açtık. Bunca yorgunluk
tümden arkada kalan ve sandıklar açılınca ağlayan ağladı, gülen gülecek. Yani her zaman
olduğu gibi adaylar heyecanlarının doruğunda sandıktan çıkacak sonuçları heyecanla
beklediler.
Bütün seçim boyunca bütün partilerin seçim bildirgelerini ve manifestolarını dinledik.
Verilen vaadler belki bir ideal olarak halka yansıtılıyordu. Lakin için özünü ben şahsen,
“Hayaller ve gerçekler” ifadesi ile yorumlama ihtiyacı duydum seçimleri.
Hani Nasrettin Hoca’nın göle yoğurt çalması gibi bir görüntü geliyor gözlerimin önüne.
O yoğurt çalma meselesi veya benzetmesi, işte o hayaller ve gerçeklerin içinde yer alıyor.
Hani “At babam at” derler ya... İşte öylesine bir atış süreci yaşadık bol keseden bütün
seçim boyunca.
Veya Nasrettin Hoca’nın ifadesi ile “Ya göle çalınan yoğurt tutarsa...” deyişi gibi.
Her şey bir tarafa...
Bütün seçim boyunca verilen vaadler ve halka sunulan projeler, inşallah gerçekleşir ve
hayal olarak kalmaz önümüzdeki geleceğimizde.
Esasında bu seçimler, “erken” kelimeciği ile bütünleşerek gerçekleşmiş seçimlerdir.
Peki bundan sonra bizi neler bekler?
Özellikle Kıbrıs sorununda neler olacak?
Yeniden bir Grant Montana çıkacak mı karşımıza? Rumların seçimleri de sürüp
giderken, her iki tarafın seçimi sonrasında dış baskılar ne derece kendini gösterecek Kıbrıs
insanının üzerinde, onu da göreceğiz.
Genel olarak bütün partilerin bildirgelerinde temel unsur, hep para ve ekonomiydi.
Gerçekleşmesi düşünülen projeler paraya dayanıyor. Veya sosyal hayatın kalitesini artırmaya
yönelik düşünce ve tasarımlar...
Yeni hastane, yeni uçak alanı, çevre yolları projesi, yeni cezaevi projesi ve esnafın
kredilenmesi konuları ve dahaları...
Yeni yıla da merhaba dediğimiz bu süreçte, bence üç temel unsur vardır hayatımızda.
Bunlardan birisi trafik kazaları, ikincisi uyuşturucu ve üçüncüsü de kadına şiddetti.
Tabii bunlara daha daha halkalar ekleyebiliriz zincirin halkaları gibi.
Kanser mi?
Evet “kanser” arkadaş.
Günlük gazetelerin son sayfalarını açmaya korkar olduk.
“Bugün hangi tanıdığın ölüm ilanı vardır?” diye geçiriyoruz içimizden.
O acı duyguyu yaşarken de, hep toplumu ve ilgilileri sorguluyoruz.
Sorguladığımız şey, marketlerde satılan taze yiyeceklerde limit üstü ilaç ve kansere yol
açacak maddelerdir.
Hep bunu sorguladık bütün yıl boyunca. Milletvekilleri de sorgulasınlar bu durumu
seçildikten sonra.
Gerçekte insanları en çok hırpalayan ve onlara acı veren şey, genç yaşta hayatını trafik
kazasında kaybeden insanların arkada bıraktıkları acılı yakınlarıdır. Gidenler döner mi?
Dönmezler ama arkalarında izler ve acılar bırakırlar.
Trafikten söz ederken, uyuşturucu ile baş etmek ve onunla mücadele etmek, her
partinin temel görevi olmalıdır diye düşünüyorum. Hemen hemen her gün gazete
sayfalarını dolduran uyuşturucu haberleri, bizi bayağı dehşete düşürüyor.
Polisten sızan haberler, ülkemizdeki uyuştucu ticaretinin hayli yaygın olduğunu söyler.

2

Peki ne olacak bu iş?
Millet seçilme derdinde. Kimisi seçim, kimisi geçim derdinde. Yeni seçilecek
milletvekilleri meclise girmeleri ile beraber uyuşturucu için mecliste nabız tutacaklar mı?
Gerçekten uyuşturucu ortaokullara kadar indiğine göre, seçim ve geçim ötesinde
zehirlenen gençler için önlem alınmalıdır.
Kadına şiddet, ülkemizde de bayağı yaygınlaşmış durumda. Bunlara bir de gayrimeşru
ilişkiden doğan çocukların anneleri tarafından hastaneye terkedilmeleri giriyor hayatımıza.
Ülkemizdeki zenciler de bu halkanın bir parçasıdırlar.
Kıbrıs insanı bunlara alışık mıydı? Değildi.
Veya sık sık yaşanan cinayetler, hırsızlıklar, vurgunlar, kundaklamalar gibi vakalar
hep hayatımızda vardır artık.
Yeni milletvekillerimiz bunların üstesinden gelebilecekler mi?
Esasında seçim günü ve seçimin arifesine kadar yazılacak yazılarda hassasiyet vardır.
Özellikle Yüksek Seçim Kurulu bu günlerde yayınlanacak yazılara dikkat edilmesine dair özen
gösterilmesini ister.
Biz de zülfiyare dokunmadan glogal olarak ülke sorunları ile seçim ideallerini “Hayaller
ve gerçekler” başlığı altında yorumlamak istedik.
Her ne ise...
Seçimlerin ülkemize ve ülke insanımıza hayırlı olmasını dilerim.