RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Hayata yön vermek

Hayata yön vermeye kalkışır insan. Kendini beğenen, doğru düşündüğünden emin olan, kendisinin insanları, olayları yönlendirme hakkına sahip olduğuna inanan insan, her şeyin kendi istek ve arzularına göre olmasını isteyen insan, hayata yön vermeye çalışır. Enaniyettir. Ben merkezlilik, özgüven ve hatta Allahlık iddiasıdır. Fakat kimse bunun farkında değildir. Kendisinin en iyi, en ideal, en mükemmel düşündüğünü var saymaktır. Her insanda bu belli ölçülerde vardır. Belli ölçülerde olması iyi de bazan bu ölçü tanımadan olabiliyor. İşte o zaman yerin ve semanın titrediği hal oluyor.

Xxxx

Yüce Diriliş Partisinin 3. olağan genel kurulunda bazı insanlar vardı. Kimisi kitaplarını okuduğu Sezai Karakoç ile yüzyüze görüşmek, kimisi purogramına İstanbul’dan konuklar çağırabilmek amacıyla tanışmak için oradaydılar. TRT Ankara Radyosu’nda uzunca bir süreden beri Hızırla Kırk Saat adlı bir purogram yapılıyor. O yapımcı ve sunucu arkadaş, ‘Bugüne kadar Ankara’dan kınuk aldım. Ama Sezai beyi tanıyanlar İstanbul’da daha çok, onlarla tanışayım, purogramıma misaf,r edeyim, Sezai beyi anlatsınlar istiyorum. Onun için aranızdayım’ dedi.
Her halinden ahlaki bir hayat yaşadığı anlaşılan, saç şekli özel, bıyık şekli özel bir kişi ona mihmandarlık ediyor ve bazı kişilerle tanıştırıyordu. Yüksel Kanar ile tanıştırırken Şakir Diclehan da söze girerek, Sezai beyle ilgili kitap çalışması olduğunu altını çizdi ve kendini zorla tanıştırmış oldu. 
O mihmandara ‘Abdullah Işıklar beyle tanıştırdınız mı? Diye sordum. Bu sorunun anlamı şuydu elbette. Onu Abdullah Işıklar ile tanıştır.
O da bana, ‘hayır tanıştırmadım’ dedi. Bu cevabın anlamı da şuydu. Öyle bir niyetim yok.

Xxxx

O Müslüman, dindar, ahlak adamı görünümündeki kişi kendince kimi adamları tanıştırmayı, kimilerini ise tanıştırmamayı hayata yön vermek adına kullanıyordu. 42 delegelik bir kongrede, bir avuç insan içinde dönen filme çok şaşırmıştım. Herkes, hemen her nimeti ya kendi nefsi için, ya da kendi nefsine uygun buldukları için istiyor ve bunun için usta manevralar yapıyorlardı. A be adam, Keainatın bir sahibi var. Sezai beyin dediği gibi kaderin üstünde bir kader vardır. Sen insanların önünü aç, nihayetinde Allah kime neyi kısmet ederse eder, etmezse etmez. Sen haddini bil, kadere kaftan biçmekten vaz geç.

Xxxx

Abdullah Işıklar önceki kurultayda olduğu gibi en yaşlı üye sıfatıyla divan başkanı oldu. Kısa bir konuşma yaparak Sezai beyle Fetih Gazetesini çıkarmaya başladığı 1957 yılında, Sezai beyin bir yazı getirmesiyle başlayan arkadaşlıklarının bugüne kadar sürdüğünü ifade ederek Sezai beyin bir şiirini de okudu.
Kongre tamamlandı, oylar sayıldı. Evraklar imzalandı. Taceddin Dergeahına gittik birlikte. Orada ben ikinci kere gitmiştim gün içnde. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ay yıldız mermerinde adı yazılıydı. Dualar gönderdim. Rabbim rahmetini bol tutsun. Mezarı cennet bahçesine açılan bir pencere olsun inşallah.

Xxxx

Bir şairin, düşünce adamının siyasi parti kurması ve iktidara da talip olmaması garip gelebilir ama, Sezai beyin niçin parti kurduğunu herkes biliyor. O kimsenin günahlarla dolu kayığına binmemek için, kendisine yapılan lüzumsuz ısrarlı davetlerin önünü kesmek için parti kurdu elbette.
Partinin organlarında yer alan insanların büyük çoğunluğu şair ve yazarlardan oluşuyor. Güzel edebi sohbetler, göndermeler de oldu. Kongre bitip de kervan yola düzülmeye başladığında Yahya Kemal beyin meşhur sözü hatırlandı.
Ankara’nın en güzel tarafı İstanbul’a dönüşüdür.

Xxxx

Yüce Diriliş Partisinin edebi, fikri imani çalışmalarında hizmet verecek olan yeni kadrosuna başarılar diliyorum. Sezai beye Hakikat Medeniyetine dair değerler üreteceği nice yıllar ömür diliyorum.
İslami partiler kurulması düşüncesini de yeniden gözden geçirmesini umuyorum.

<