DR.AKKAN SUVER

DR.AKKAN SUVER

GAZETECİ/YAZAR

Haydar Aliyev Yaşıyor

Bakü’ye her geldiğimde, şehri biraz daha gelişmiş, biraz daha çekici buluyorum. Geçen haftayı büyük bir gelişme ve ilerleme içinde olan Azerbaycan’ın Bakü şehrinde geçirdim. “II. Bakü Humanitarian Forumu” münasebetiyle Bakü’deydim. Bu forum beni onbir yıl öncesine götürdü.

Merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev 9 Kasım 2001 günü tertiplenen Dünya Azerbaycanlılar Birinci Kurultayı’nda aynen şunları söylüyordu: “Bağımsız Azerbaycan Devletinin esas ülküsü, Azerbaycanlılıktır. Her bir Azerbaycanlı milli kimliğiyle şeref duymalıdır ve bizim Azerbaycancılığı, Azerbaycan’ın dilini, kültürünü, milli - manevi değerlerini, âdet ve geleneklerini yaşatmamız gerekiyor.”

Gene Haydar Aliyev o gün; “Azerbaycanlılık ideolojisi, Azerbaycan milletinin tarihi, manevi ve kültürel geleneklerinin terkibidir” demişti.

Daha sonra felsefi görüşlerini bir kitapta toplayan Ramiz Mehdiyev ise bu düşünceyi bir felsefe halinde ortaya koyuyor ve kitabında şu değerlendirmeyi yapıyordu: “Her şey, Azerbaycan’ı gelişmeye götürecek doğru yolu bulmamızla ilgilidir.”

Ramiz Mehdiyev diyor ki; “’Vatan ve onun tarihi, dili, adet ve gelenekleri olmadan ben bir hiçim’ fikrini anlayan fert vatandaş olur. Çünkü o, vatanı tehdit eden tehlikenin aynı zamanda kendi rahatına ve hatta hayatına yönelmiş tehlike olduğunu anlamaktadır. Bu şekilde milli ideoloji ile aşılanmış vatandaşlık, devletin terakkisini, güvenliğini, arazi bütünlüğünü, nesillerin ve milli ruhun verasetini temin etmek çabalarının esasını oluşturmaktadır.”

Bu düşüncelerin ülküsünde oluşan yüksek değer ölçüleri Azerbaycan’ı bugünlere taşıdı. II. Bakü Humanitarian Forumu gerçekte; inanılmaz bir aidiyet ölçüsüyle bu felsefeye olan bağlılığın ifadesinden başka bir şey değildir.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açılışını yaptığı Foruma; eski cumhurbaşkanları, akademisyenler, gazeteciler, düşünce adamları katıldılar. Benim de kültürlerarası diyalog oturumunda bildiri sunduğum Forum’da, dindarlar arasındaki diyaloğa dikkat çektim. Zira kültürlerarası diyalog ile dinler arası diyaloğun gücü olsaydı bugün dinler arasında hatta aynı dinin mensupları arasında cereyan eden çirkin ve akıl almaz alışkanlıklar devam etmezdi.

Slavyani Üniversitesi Rektörü Kemal Abdullayev’in moderatörlük ettiği toplantıda içtenlikle dinlerin ve kültürlerin dışına çıkıp, dindarlar arası diyalog düşüncesini gündeme getirdim. Ben onbeş yıldır yürüdüğüm düşünce bulvarında dinlerin diyaloğuna, kültürlerin diyaloğuna büyük önem verdim. Verdiğim bu önemi içtenlikle ülkemde, Viyana’da, Saraybosna’da, Tirana’da, Üsküp’te, Bled’de, Astana’da, Brüksel’de, Roma’da, Vatikan’da Tiflis’te, Bakü’de, Nahçıvan’da, Şam’da, Kudüs’te, Sofya’da, Paris’te, Moskova’da, Barselona’da savundum, gündeme getirdim.

Vatikan’da iki defa, İstanbul’da bir defa olmak üzere üç defa ayrı zaman dilimleri içinde Papa Benedictus tarafından kabul edildim, madalyasıyla taltif edildim. Ama şimdi anlıyorum ki; dindarlar arası diyaloğa ihtiyacımız vardır. Bunu Bakü’de itinayla, dikkatle dile getirdim.

Öte yandan Bakü ziyaretimi fırsat bilerek Kafkas Müslümanları Şeyhülislam Allahşükür Paşazede’yi de ziyaret ettim. Onun da din açısından Kafkas bölgesinde ortaya koyduğu barışı, istikrarı ön plana çıkaran olgun çalışmalarına ayrıca teşekkür ettim. Şeyhülislam Paşazade gerçek anlamda bir Müslüman önder, bir Müslüman alim olarak bizlere insanlık adına örnek bir yol haritası çizmekte olan bir şahsiyettir.

Tabii Azerbaycan deyince bizim ilk aklımıza gelen isimlerden olan kadim dostumuz Prof. Ali Hasanov’u da ziyaret ettim. Onun jeopolitik alanında yeni bir kitabı bugünlerde İstanbul’da yayınlanmak üzere. Kitap yayınlandıktan sonra Prof. Hasanov’u kitabıyla anlatmaya çalışacağım. Azerbaycan siyasetini en iyi bilenlerden biri olarak Prof. Hasanov dünden bugüne ortaya koyduğu felsefi çizgisinde şuurlu, sorumlu Azerbaycan yol haritasının çizgilerinde Haydar Aliyev düşüncesini yaşatanlar arasındadır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev takipçisi olduğu babasının yolunda isabetle yoluna devam ederken bizlere tertiplenen bu hayırlı girişimlerle, Haydar Aliyev felsefesinin ilelebet yaşayacağını da bir defa daha göstermiş bulunmaktadır. Emek sahiplerine bir defa daha teşekkür ederken, yaşayan Haydar Aliyev’i de rahmetle anıyorum.

<