NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

Hazan mevsiminde  hüzün çizgileri…

Dalıp gittiğinizde uzaklara ne düşündüğünüzü bile bilemezsiniz..

Dalıp gitmek kararsızlıktır…

Neyi düşünüp dalıp gittiniz…

Hiç sordunuz mu kendinize?

O anda gözünüzün önünde ne canlandı...

Kesinlikle hiçbir şey…

Eğer birini hatırladıysanız yüzünüzden belli olur.. Ya gözünüzde hınzır bir tebessüm vardır…

Ya da yüzünüzde derin hüzün çizgileri…

Kesinlikle dalmazsınız...

Dalgınlık kararsızlıktır.. Belki de karar verememekten doğan çaresizlik…

Dalıp gitmek kimi zaman korkudur…

Korku ise çok çeşitli…

En büyük korku da kaybetmektir…

Ama tüm bunlar bir karasızlık sonucu değil mi?

Veya çözümsüz bir çaresizliğin..

Çoğu kez öyle olmadık mı..

Dalıp gitmedik mi uzaklara, anlamsız bakışlarla…

Düşünürken dalmak farklı bir şey…

Öyle olduğunda bile, yaşamınızda birkaç dakika kayboluveriyor…

Dalıp gidiyorsunuz, o anda ne düşündüğünüzü, neyi hayal ettiğinizi hatırlamıyorsunuz..

Genellikle açmaza düştüğünüzde dalarsınız..

Ne önünüzdekini görürsünüz, ne de yanınızdakini fark edersiniz..

Çaresizlik, doruğa ulaştığı andır…

Aslında belki dalgınlık unutmaktır…

Dalıp dalıp gittiğinizde bir süre sonra niçin dalıp dalıp gittiğinizi unutursunuz..

Sonra da  dalıp gitmenize neden olan şeyi unutursunuz…

Ben de herkes gibi zaman zaman dalıp gidiyorum…

Her dalıştan uyandığımda, eğer çevrelerde biri yoksa kendime tokat atıyorum ve çok sıkı telkinde bulunuyorum…

Eskiden korkuyordum düşüncelerimi açıklamaktan…

Dalgın biriydim…

Şimdi açıkça söylüyorum…Ve soruyorum;

Evet….Hayır…

Her iki cevapta benim için geçerli…

Sonra karar veriyorum…

Hiç olmazsa umutları başka ilk baharlara taşımaktan vazgeçip sonbaharın güzelliğini keşfetmeye çıkıyorum…

Güz gülleri de , güzel açar…

O çiçekler size ilk bahar gülleri gibi gelir..

Kim bilir….

Biz yolun yarısında hala ilk baharlarda gezinmeye mi çalışıyoruz…

Kalbimiz öyle diyor…..

Yaramaz bir çocuk gibi…

Çocuk işte ne olacak…

Hiç sormayın ve insanları kızdırmayın

Onların yaşından size ne….

<