HEPSİ TESADÜF MÜ?
Dünyayı ve ülkeleri yeniden yapılandırmak isteyen karanlık güç sanırım hareket emrini verdi. Ülkeler bir bir karışmaya başladı.
İlk baştan beri plan buydu.
Önce Korona belasıyla ülkeleri ekonomik darboğazın içine sokmak ve içinden çıkılmaz hale getirmek, insanların psikolojilerini alt üst edip, sinir uçlarıyla oynamak, sonra işlerine gelmeyen liderleri bir şekilde alt etmek, halk hareketlerinin fitilini ateşlemek, halk hareketlerine destek vermek.
Öncesinde Türkiye 15 Temmuz’u yaşadı. Ama başaramadılar. Amaçlarına ulaşamadılar.
Venezuella’yı karıştırdılar, yine başaramadılar. Fransa’da “Sarı Yelekliler” eylemi günlerce sürdü. Fransa hala diken üstünde.
Şimdilerde İngiltere, Hollanda, İtalya…
Her yer hareketli.
Batı çıkmazın eşiğinde.
Amerika’da ki olaylar yatışmış gibi görünse de tehlike geçmiş değil.
Evet gelinen noktada bütün dünya büyük bir tehlikenin eşiğinde. Yeni bir düzen kurmak ve ülkeleri yeniden yapılandırmak istendiğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Son olarak Putin’e yapılmak istenen korkunç operasyonu görüyoruz. Muhalefet günlerdir ayakta.
Sokaklar son derece hareketli.
Rusya'nın başta Moskova ve St. Petersburg olmak çok sayıda şehrinde düzenlenen izinsiz gösterilere on binlerce kişi katıldı.
Çoğu lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan göstericilere müdahale eden polis, birçok kişiyi gözaltına aldı. Ülkedeki insan hakları örgütleri, 2 binden fazla kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Gösteriler esnasında Navalnıy'ın eşi Yuliya Navalnaya da gözaltına alındı.
Bazı göstericiler, Navalnıy'ın tutuklu bulunduğu Matrosskaya Tişina Cezaevi yakınlarına giderek hükümet aleyhine slogan attı.
Hapse girdikten sonra YouTube kanalından Navalnıy'ın ekibi tarafından yayımlanan, Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yakın çevresini hedef alan "Putin için saray: En büyük rüşvetin tarihi" isimli videonun izlenme sayısı 70 milyonu geçti.
Rusya İçişleri Bakanlığı, polisle protestocular arasında zaman zaman arbedenin çıktığı gösterilerde 42 emniyet görevlisinin yaralandığını duyurdu.
ABD ve Avrupa olaylardan son derece memnun.
Ayaklanmaların çıkış noktasında ve sonrasında kullanılan dil hep aynı ve hep tanıdık söylemler.
Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar'ın bağımsızlığından bu yana uzun süre ülkenin yönetiminde yer alan ordu, ülkenin siyasi liderlerinin gözaltına alındığı yeni bir darbeyle yönetime tekrar el koydu.
Göstericilere ve darbeye destek yine aynı karanlık güçlerden.
Ve Boğaziçi Üniversitesi… Rektör atamasıyla başlayan gösteriler…
Yine göstericileri sahiplenenler aynı ve Türkiye’deki uzantıları.
Dikkatli olmakta yarar var.
Bu protestolar masum protestolar değil.
Dünyanın her yerinde, aynı anda düğmeye basılmış gibi bir durum söz konusu.
Hepsi tesadüf mü?
