RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Her sakallıya kanma

Bugün Çetin Atlan ustadan duyduklarımın ışığında düşünüyorum.

Bir araştırmacısınız, dünyada nerede br orman varsa, siz orada hayvanlarla ilgili bir araştırma serisi peşindesiniz. Kimi zaman kanadı kırılmış bir kuşu, kimi zaman ayağı kırılmış bir memeliyi tedavi ederek yolunuza devam ediyorsunuz.

Bir kabilenin içine düştünüz, omzunuza asılı kocaman, gösterişli fotograf makinesi onları korkutmuş olabilir. Onlar daha önce aralarına karışan yabancılardan büyük, hazmedilemez kazıklar yemiş olmanın telaşıyla sizi yakalar, ayaküstü muhakeme edebilirler. Hakkınızda verilen cezanın infazını da bir katıra bağlayarak gerçekleştirebilirler. Çok umuda kapılmayınız. İki yıl önce siz Korsika ormanında bir yaralı katırı tedavi etmişsiniz diye, kuyruğuna bağlandığınız katırla karıştırmayın. Hem katır bu. O olsa bile bakalım sizi hatırlayabilecek mi? Diyelim hatırladı. Bakalım teşekkür edecek mi? Yoksa, ‘Ulan ne güzel ölümün kıyısına gelmiştim. Şu insanların zulmünden kurtulacağım diye sevinirken, bu geri zekealı beni tadevi ederek yeniden insanların kahrına teslim etti mi?  Diyecek. Bunu bilemezsiniz.

 

Xxxx

 

Sınırda görev yapan askerler, uluslar arası eğitim, askeri ve ticari ilişkilerle bir takım büyük devletlerin mensuplarıyla ilişkilerde bulunan zavallılar, küçükler, küçültülmüşler, kendi ülkelerinde başlarından büyük işlere kalkıştıklarında, ya da başlarını belaya soktuklarında o tanıdıkları kişilerle tanışık olduğunu sanır ve onlardan medet umarlar. Bilmezler ki, o tanıdıkları kişiler gitmiş yerlerine alttan yeni rütbeliler gelmiştir. Gelen yeni rütbeliler de  o kişileri hiç tanımamışlardır.

Her sakallıyı dede sanma uyarıcı atasözüne rağmen bizim insanımız her sakallıyı hoca sanır, dede sanır, pir sanır. Sanır da sanır. Ama asla kim olduğuna dikkat etmez. Zanlarıyla hareket eden insan toplulukları asla akıla, zekeaya, zihine, tefekküre, akıletmeye yanaşamazlar.

 

Xxxx

 

Adamın biri 155’i aramış. Lütfen acil yardım edin. Soyuldum demiş. Adresi sorar 155. Adam arabasının içinde olduğunu, ama arabasının hareket aksamından hiiç birinin olmadığını, her şeyin çalınmış olduğunu, sadece kaportanın kaldığını söyler. Polis belirlenen adrese geldiğinde hayretler içinde kalır. Meğer adam yanlışlıkla arka koltuğa oturmuş. Elbette arka koltukta hareket aksamı bulunmaz.

 

Xxxx

 

Bir başka fıkra. Taşralı vatandaş karayollarında seyahat ederken mola verilmiş, adam koştura koştura helaya gitmiş. Oturmuş. İşini halletmeye başlamış ama hemen yandan bir hanım sesi geliyor.

Merhaba

Cevap vermiş vatandaş, Merhaba.

Nasılsın bakalım

İyiyim demiş vatandaş.

Ne yapıyorsun şu sıralar bakıym.

Senin yaptığını yapıyrım, sıçıyrım.

Kadın sesi konuşmayı şöyle tamamlamış.

Şimdi kapatıyorum tatlım. Yan helada bir geri zekealı var. Sana ne sorsam o cevap veriyor.

 

Xxxx

 

 

Güzel bir bahçede çiçekler renk renk

Karşımda sen varsın, gönlümde ahenk

Gülüşünle mehtap erken doğuyor

Çelişkili halin sevda boğuyor

 

Sevdin sandım, ihanet içindeydin

Parlak isimlere hep koşup durdun

Ufuksuz, sınırsız bir denizdim

Şimdi ben neden böyle sensizdim

 

<