Herhangi bir zaman öğretileri
Tarihe meraklı olanlar bilirler. Bilmeyenlere de ben anlatmış olayım. Eski Yunan tarihçisi Heredot'un tabiriyle "Tüm dünyanın en dindar insanlarının yaşadığı yer" olan Mısır'da, Mısır firavunları çok tanrılı dinleri benimser, kendilerini de zamanla tanrılaştırırlarmış.
Mısır'da Krallar vadisinin mutlaka görülmesi gereken Tapınağı’nı yaptıran Akhenaton da kendinden önce gelen bütün firavunlar gibi kendini tanrı yerine koyabilirdi. Ama o ilginç bir kişiliğe sahipti. Kendisinin tanrı olduğu düşüncesini ret etti.
O tek tanrıya inanan, tek firavun olarak tarihteki yerini aldı.
İnanılması gerekenin kendisi olmadığını, asıl tanrının gökte olduğunu ve onun herkesin tanrısı olması gerektiğini, hükümranlığı boyunca dile getirdi.
Firavun olduktan sonra tek tanrı inancına halkını da inandırmaya çalıştı. Çok tanrıya inanan tapınak rahipleri o devirde dini istismar ederek maddi manevi güç kazanmışlar, firavunlara bile kafa tutar hale gelmişlerdi. Akhenaton günden güne" tek tanrı" inancını dillendirip halka da öncü olmaya başlayınca, güçlerini kaybetmek istemeyen rahiplerle ters düşmeye başladı.
Bunun üzerine Akhenaton çok tanrılı dini yasak etti. Tüm putları kırdırdı. Tapınaklarını kapattırdı.
Çok tanrılı ruhban sınıfını Teb şehrinde bırakarak, Mısır’ın başkentini 300 km uzağa, halkıyla birlikte kurduğu yeni bir şehre taşıdı. Kısa sürede orada tek tanrı "Aton" için yeni tapınaklar yaptırdı.
Kraliçe Nefertiti ile evlendi. Nefertiti onun zamanında antik Mısır'ın en ünlü ve güçlü kadınlarından biri oldu. Akhenaton dini törenler dahil bütün törenlerde eşi ile birlikte göründü. Anıtlarda birlikte resmedildi.
İslamın öğretileri içinde de yer alan" "Tanrı tektir, bütün insanları o yaratmıştır. Tanrı görünmez" "gibi sözleri olduğu gibi günümüzde ve ülkemizde özel bir anlam taşıyan şu sözleri de o dönemin yargıçlarına söylenmiştir.
"Yargıçlar, söyledikleriniz gizli kalmaz. Verdiğiniz kararlar yasalara uygun olmalı. Taraf tutarsanız, bu tanrıların hoşuna gitmez. Bilene de bilmeyene de aynı biçimde davranınız. Yakınlarınıza da, hiç tanımadıklarınıza da eşit davranınız. Şikâyetçinin derdini dinlemeden onu göndermeyiniz... Suçluyu cezalandırırken gerekçenizi belirtiniz... Kendinize saygı duyun ki, başkaları da size saygı duysun. Yargıcın değeri yasalara göre verdiği kararlarla ölçülür."
Bize bu günün ihtiyacı olan yargı bağımsızlığını söyleyen bu sözler, demek ki milattan binlerce yıl önce söylenmiş. Günümüzden 3500 yıl önce..
Sonra ne mi olmuş? Söyleyelim.
Her doğruyu söyleyenin, her iyi iş yapanın, her yenilik getirenin başına ne geldiyse o olmuş.
Akhenaton'un M.Ö 1332 yılında ölümünden sonra, kaybettikleri eski güce, alışkanlıklarına, inançlarına, çok tanrılı dinlerine dönmek isteyen ruhban sınıfı, halka büyük baskı uygular. Onları tekrar çok tanrılı dine döndürürler. Akheton'un kurduğu tek tanrılı şehri yakıp yakarlar. Tek tanrı için yapılan tapınaklar yıktırılır. Halk Teb şehrine geri döndürülür. Akhenaton'un adı her yerden, geçtiği her anıttan sildirilir.
Adı ve öğretileri unutturulmaya çalışılır.
Ondan sonra dine, kadınlara, hukuk kurallarına getirdiği yeniliklerden dolayı adı "Büyük Kâfir" diye anılır.
Binlerce yıl önce bu yaşananlar, günümüzde yaşadıklarımızla benzerlikler içeriyorsa şayet, sakın canınız sıkılmasın.
Binlerce yıl sonra bile Akhenaton adı bütün kitaplarda.
Öğretileri hâlâ revaçta.