Hiç güleceğimiz yokmuş gibi
Merhaba Değerli Okuyucularımız... Kısa bir aradan sonra sizlere tekrar " Merhaba" diyebilmek oldukça keyifli. Tabi bu süre zarfında çok fazla mail aldım. Kolay değil koca bir Yaz sezonu geçti aradan. Benim yine Sanatsal faaliyetlerim türlü maceralarım bitmek bilmiyor. Ara ara söz edeceğim, katildigim etkinlikler hakkında fısıltılar yazacağım size... Geçtiğimiz günlerde bir mail aldım. Bundan yıllar önce Özel bir Üniversitede Radyo Televizyon Bölümü öğrencilerine seminer vermeye gitmiştim. Geçtiğimiz günlerde Öğretim Görevlisi bir öğrenci arkadaşımız mail atmış; " Gül Hanım, ' Yetenek Sizsiniz ' yarışmasındaki performansınızı çok beğendik ve bu sene kurul olarak Üniversitemizde bir Stand Up Show Düzenlemeyi planlıyoruz, katılmayı düşünür müydünüz?" Hepinizin az çok bildiği gibi benim tepkilerim biraz seffaf, aklımdan ne geçerse dile getirmeyi seven biri olduğum için, vermiş olduğum cevap aynen şu şekilde oldu; " Öncelikle ilginiz için çok teşekkür ederim fakat bu sene sizler de biliyorsunuz ki; Ülkece ciddi bir ekonomik kriz içerisindeyiz. Fikrimi soracak olursanız, bence insanların HİÇ GÜLECEK HÂLİ YOK... Hani toplumda sık sık kullanılan klişe cümleler vardır; " Gülmeye çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde..." Valla şahsen hiç katılmıyorum desem yeridir. Bence Vatandaşın Gülmeye değil, evine ekmek götürmeye ihtiyacı var. Geçim sıkıntısı diye bir sorun varken , ben nasıl sahneye çıkıp okadar insani güldürebildim? Benim Yeteneklerim de bir yere kadar! Tabi biraz latife yapıyor olsamda işin gerçeklik payı oldukça düşündürücü ve vahim. Yetenek kısmi değil tabikide EKONOMİK KRİZ boyutundan söz ediyorum . İçimde bir yerlerde saklı kalmış bir Pollyanna 'da diyor ki; Krizi fırsata çevirme vakti! Yani; sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilelim. İşe ilk etapta gardolabımdaki hiç giymediğim kıyafetlerimi bu sezon giymek için ön plana çıkarıp, askıya aldım. Çekmecedeki pirincimi, bulgurumu nasıl değerlendirebilirim diye düşünmeye başladım. Tabi manevi anlamda da bir kadir kıymet bilme durumu ortaya çıkıyor. Vaktimi gezerek , eğlenerek amaçsız şekilde harcamak yerine zamanı iyi değerlendirmeyi öğrendim ve benim kişisel gelişimime fayda sağlamayacak nekadar eş, dost ,akraba varsa hayatımdan çıkartmaya başladım. Hayat zor , hayat şartları zor ve biz daima üreten, çalışan bir toplum olmak zorundayız. Yoksa halimiz nice olur! Sosyal medyalarda paylaşılan sözler geliyor aklıma; " İsraf etmeyin , hayati , zamanı ve en çokta size gösterilen iyi niyeti..." Stand up konusuna gelecek olursak , tabikide severek yaptığım bir iş ve tabikide tekrar sahneye çıkacağım ama şahsen geçtiğimiz iki yıl içerisinde satabildigim kadar espirimi sattım. İnteraktif ve hayatı irdeleyen , doğaclayan bir komedyenseniz biraz daha yaşanmışlığa ihtiyacınız olabilir bazen...
GÜLDÜRMEK İÇİN GÜLDÜRÜLMEZ...
Okadar çok stand up yapan insanlar cıktı ki ortaya , yeni jenerasyon özeniyor. Ama bunun tam anlamıyla bir meslek olduğunu sanmıyorum. Farklı bir zeka , aura, enerjiniz olması lazım. Herkes bir Cem Yılmaz olamaz, olmaya da çalışmayın zaten. Kaldı ki, Türkiye ' nin en önemli stand upcısıyken yeteneklerini yine aynı sektörden farklı branjlar ile besliyor, sergiliyor kendisi. Bence gençlerimiz Avukat olmaya , Doktor olmaya özensin . Bu Ülkenin bunlara da ihtiyacı var. Değerli Okuyucularımız, Bir insan zaten sürekli olarak Gülüyor ve Güldürüyorsa akıl sağlığından şüphe etmek lazım değil mi? Zaten bir kahkaha bir kilo ete bedelmiş, etin kilosu nekadar oldu siz biliyorsunuz. Hahayt ,Ekonomik krizle Stand up birleştiren nadir insanlardan olduğumu düşünmüyor, değilim şu an! Bu da benim çatlaklığım olsun. Velhasıl, hayatın kıymetini bilmek lazım, paramızın, sağlığımızın, sevdiklerimizin, hayallerimizin... Bu arada konu ile ilgili kişisel araştırmalar da yapmıyor değilim. Meselâ, Enflasyona destek verdiğini ilan eden mağazalara da hemen öyle aldanmayın. Fiyatlar hemen hemen aynı. Etiket fiyatını abartıp, sanki o mağazada indirim varmış gibi yine satmak istedikleri fiyatlara ürünlerini satıyorlar malasef. Paramız kıymetli ve çok ciddi ve gerekli ihtiyaçlar dışında bence israf yoluna gitmemek lazım. Tabi bu parası olan için bir önlem. İsraf edecek parası olmayan , açlık sınırında yaşayan insanlar da var... Onların hali zaten içler acısı. Yardım edelim , yardımlaşalım. Büyük Derneklere, büyük rakamlar ödemekten bahsetmiyorum. Kim bilebilir, Sırtımızdaki hırkayı yoksun bir insana verirsek belki farkında olmadan bir insanın hayatını kurtarmış olabiliriz. Ufak, minicik detaylarla dünyayı daha yaşanılabilir hale getirebiliriz ... Şimdilik elimizden bu gelsede, en azından kötü günlerimizde sapasağlam duran , bilinçli bir birey olmuş oluruz fena mı...Gülme işine gelince ; Bence mümkünse bir süre Gülmeyelim, kendi boşvermişliğimize , başkalarının acısına, mutsuzluğuna gülmeyelim, Ağlanılacak halimize hele hiç Gülmeyiverelim... Gırgır, Şamata meraklısı, bir jenerasyon yetiştirmeyelim farkında olmadan. Başımıza illa iyi bir şeyler gelecekse ; Hak edilmiş sevinçler, samimi Gülücükler ve başarı sonrası gelen mutluluklarla beraber gelsin. Sevgilerim ve Saygılarımla...