METİN ALTINÇEKİÇ

METİN ALTINÇEKİÇ

HOŞGELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN

Sevgili okurlar, bugün Ramazanın 1. günündeyiz. Başlıktan da tahmin edeceğiniz üzere konumuz

“Ramazan-ı Şerif” kapsamında olacak. Biraz sizden, biraz bizden bakış açısı ile size ramazanı

kelimelere dökmeye gayret edeceğim.

Ama öncelikle şunu söylemeliyim ki, son birkaç ramazandır bazı hocaların ramazan ve iftar ile ilgili

akıl tutulması yaratan açıklamaları yok denecek kadar azaldı. Bu beni ziyadesi ile mutlu ediyor. Çünkü

fetva ile ramazanın huzurunu, ahengini bozmak isteyen Müslüman görünümlü, anti Müslümanlardır

onlar. Öncelikle bunu fark etmemiz gerek. Sonrasında, senelerdir adet halini almış belki takvası ve

fetvası ile ehlisünnet olan bazı hocalarımızın hala çeşitli medya organlarından almış olduğu yüksek

paralar dönemi bitmiş değil ve bence bu bitmelidir. Benim ve çoğul bir kesimin bu görüşte olduğunu

görüyorum. Arkadaş, son din olan İslam gelmiştir ve Ayetin ifadesi ile Kuran için “Değişmez ve

Değiştirilemez” başka bir ayette “Onu biz indirdik ve muhakkak ki onu biz koruyacağız” şeklinde

ifadeler vardır. Yani her yıl değişen bir şey yok arkadaşlar. Verin tekrarını ya da o büyük büyük

paralarla yardımlaşma organizasyonları kurunuz. Sonra medya kanalı ile halkımızı buna teşvik ediniz.

Ramazanın beti bereketi artsın. Amaç reyting değil, amaç Rahman ve Rahim olan Allah’ın razı olacağı

şekilde davranmak olsun.

Her yıl ramazan ayına eriştiğimiz vakitte şunu hissettim ve gördüm. Huzur, bolluk ve bereket.

Bakın değerli okurlarım, bu ay öyle bir ay ki, zenginler gün içinde açlığı tadarken, açlık ve sefalet

içinde olan insanlar bolluk, bereket ve tokluk içinde yaşarlar. Kumanyalar elden ele giderken, hiç bir

şey yapamayan bir ihtiyaç sahibine akşam yemeği ısmarlayayım yada parasını vereyim gayreti

içerisine girer. Alkol içen Müslüman kardeşim bu ay içki satan marketin önünden bile geçmez. Her

türlü günahtan sakınma gayreti içerisine girer. Aslında ramazana çok detaya girmeden, yüzeysel

olarak bile baktığımızda gerçekten harika olduğunu derinlemesine hissettiriyor. Siz biliyor musunuz?

Bazı aileler ramazanı öyle bir bilmiştir ki, evet bu ay yardımlarla harika bir ay geçireceğiz sevincini

yaşarlar. Ramazan öyle bir aydır ki, görüşmediğiniz insanlarla oturur bir akşam iftar yemeği yeriz.

Aileler bir araya gelir, dostluk, saygı, hoş sohbet, hürmet ve daha nice güzellikler bu aydadır.

1990’larda Ramazanı bilenler bilir, 2000’ler başını da bilenler bilir. Kış ayında saat 17:00 da akşam

ezanı ile açılan oruçlar. Ramazanın şuurunu fark edenler için bu zamanlar da olduğu gibi, o

zamanlarda da huzurluydu ramazanlar. Ancak 3-5 senedir yaza denk gelen Ramazan-ı Şerifin sıcak

hava ve uzun gün meşakkati oluşmuş oluyor. Ama bence böyle olması bir yönü ile daha iyi.

Neden biliyor musunuz? Çünkü HZ. Muhammet ve Sahabeyi İkram çok zor şartlar altında yokluk ve

sefalet ile İslam dinini yaymışlar. Büyük çileler çekmişler. Ama İslam Peygamberinin en iyi yönü sabrı

ve çizgisini hiç bozmaması olmuş. Biz oruçlu iken araba klimalı arabada bile sinir harbi yaşıyoruz. O

Sabır peygamberiydi ve o çizgisini kibarlığını ve adaletini hiç bozmadı. Biraz olsun onları anlama adına

çok değerli bir ay, bu ay.

Bakın sonuç kısmına gelecek olacak olursak; Küfür kelimesi, Kâfir kelimesinden türetilmiştir. O

Yüce peygamber küfür de etmedi. O kul hakkına tenezzül de etmedi. O adil ve hakkaniyetli oldu. Yani

diyeceğim o ki sevgili okurlar, oruçlu iken bir taraftan sevabı kaparken diğer taraftan küfre ve günaha

bulaşmayalım. Rabbinizi, peygamberinizi hissedin, yardım sever olun, iyi insan olun, dürüst olun, hak

yemeyin, en azından 1 ay boyunca da olsa adeta iyi bir mümin gibi yaşayın. Sonra mı? 11 Ayın sultanı

Ramazanı- Şerif bittikten sonra da bu düsturunuzu koruyun. Yazımı bu hafta da sonuna kadar

okuduğunuz için teşekkür ediyor, adil, adaletli, dürüst ve tertemiz bir insan olma gayreti ile gelecek

hafta görüşünceye dek hoşça kalın.

<