ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

İğne ve Çuvaldız...

Geçtiğimiz hafta, ülkemiz iki önemli olayla “gündem”i aldı götürdü!

Birincisi, gazeteci Sedef Kabaş’ın Uğur Dündar’ın TV programında sarf ettiği cümle...

İkincisi, sanatçı Sezen Aksu’nun 5 yıl önce yazdığı şarkı sözü...

Bu iki olay, topluma öyle yansıtıldı ki, ülke gündemi her şeyden uzaklaştırıldı...

Zamlar, yaşam ve aç kalmama mücadelesi bile tüm TV’lerde “gündem” dışı kaldı...

Çok güzel bir “gündem değiştirme” operasyonu yaşadı ülkemiz...

Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Çamlıca Cami’sinin mihrabından yaptığı konuşmada, “O dili koparırız” demesi, radikaller hariç tüm toplumda infial yarattı...

Uzun uzun düşündüm:

Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan neden böyle bir cümle kurdu, diye?

Ana görevi ülkemizin birliğini, dirliğini korumak olan çok önemli bir kişi, neden böyle cümleyle fikrini açıklar?

Ekonomik, siyasi, ülkenin dış dünyadaki durumu ortadayken, sinirlerin gerildiği, antidepresan satışlarının pik yaptığı vasatta, neden iki odun daha atıldı, ateşin altına?

Siyasi olarak, taraftarları körükleyerek, puan toplama talebi olabilir mi?

Sadece fikir açıklamak olarak kabul edilebilir mi?

İsim verilmeden yapılsa da, hedefin belli olması, kamplaşmayı, kutuplaşmayı daha da işin içinden çıkılamaz hale sürüklemez mi?

Sayın Cumhurbaşkanımızın hedefinin halkı ekonomik sıkıntılardan uzaklaştırmak için böyle bir cümle kurduğuna inanmak istiyorum...

Aksini düşünmediğim gibi, Erdoğan’ın böyle bir cümleyi hem de bir ibadethanede dile getireceğini inanmak istemiyorum...

Birçok, din adımından daha bilgili olduğuna inandığım Sayın Erdoğan’ın hele hele mihraptan bu cümleyi kurmanın sakıncalarını göz ardı edeceğini zannetmiyorum...

Camiler, ibadet hanelerdir...

Camiler, halkın tüm kötülüklerden korunması için öğüt verilen yerlerdir...

Camiler, “suçlu” hükmünün verileceği yerler değildir...

Camiler, toplumun birliğinin saf saf ön plana çıkarıldığı mekanlardır...

Camiler, hele hele suça teşvik alanları değildir...

Camiler, doğruların, güzelliklerin, kardeşliklerin bütünleştiği kutsal mekanlardır...

Bu nedenle, Sayın Erdoğan’ın böyle bir cümle yüzünden dindarlar nezdinde de puan kaybetmesini hiç arzu etmezdim...

Sezen Aksu, şiir ve söz dünyasında kendini kanıtlamış bir kişidir...

Sanatçı aykırı olmazsa, sanat yapamaz!

Aykırılık, sanatçının DNA’sında zirvede olandır...

Yangına körükle gitmemek lazım...

Cumhurbaşkanı bu ülkenin başıdır, Sezen Aksu da yine bu toprakların ender yetişen sanatçısıdır!

Kendine hedef bularak gündeme gelmek isteyen birçok kişinin, bu ortamı değerlendirmek için gözünü karatacağını düşünmek gerekir!

Bir kıvılcımın dünyayı yok edebileceğini bilmek gerekir!

***

Gelelim meslektaşım Sedef Kabaş’a...

Önemli bir kadın gazeteci ve fikir insanı olduğuna inanırım...

Bir söz vardır:

Söz ağızdan çıkmadan, beyinin süzgecinden geçirilmeli, diye...

Sedef Kabaş’ın böyle bir sözü, ortam, konum ve de atmosfer yüzünden sarf ettiğine inanıyorum...

Bu sözleri donanımlı bir kişinin başka türlü sarf etmesi mümkün değildir!

Sedef Kabaş, gece saat 02.00’de evinden alınmamalıydı...

Sedef Kabaş, ifadesinden sonra tutuklanmamalıydı...

Sedef Kabaş üzerinden topluma mesaj verilmemeliydi...

Ancak, Sedef Kabaş yargılanarak, hakkında adil karar verilmeliydi...

Bu eylemler, ülkemiz yargısı için iyi olmadı...

Bu toplumun, bireylerin adil yargılanma hakkı vardır!

Bu ülke böyle anılmamalıdır!

Bir Atasözü ile yazımı sonlandırmak istiyorum:

İğneyi Kendine Çuvaldızı Başkasına Batır!

TDK’ya göre anlamı: İnsanlar kendilerine yapılmasını istemedikleri şeyleri başkalarına yapmamalıdır. Kendileri bu durumda nasıl kötü hissedecekse başkaları da aynı şekilde kötü hisseder!

Doğru söze ne denir?

<