RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

İki güzel dost

İki güzel ahbabım, dostum var. Çok sayıda var var olmasına da ikisinden söz etmek gerekti. Halk edebiyatının, halk irfanının sayısız eserine imza atmış  bir ustası Ahmet Özdemir ‘Asker yolu beklerim’ adlı türkünün hikeayesini anlatarak bir yazı yayınlamış.
Cansaran Kızıltaş ise Manolyam güzel kuşum’ şarkısının çocuk ruhunda uyandırdığı intibaları anlatmış. Ve sanal alemde çok da kullanamadığı evindeki manolyaların fotografını da arkadaşlarına hediye etmiş.

Xxxx

Sevda değil bir alamet türküsünün hikeayesini anlatan Ahmet Özdemir, oğlunun askerden dönüşünde tiren istasyonunda beklerken eve dönüşünü, oda kapısında erkek ayakkaplarını görerek tüfeği kapmasını ve kendi oğlunu yabancı zannederk öldürüşünü anlatıyor. Cahllik, acelecilik, anlayıp-dinlemek, bekleyip-görmek sabrından mahrum oluş kadar, önyargı ve saplantı düşüncenin de fotografını veriyor bu hikeaye.

 


Xxxxx


Mustafa Nafiz Irmak tarafından sözleri yazılıp bestelenmiş bir şarkıdır.
Kanaryam güzel kuşum 
Ben sana vurulmuşum  
Seni çok sevdiğimi 
Anlatıyor duruşum 

Hüzünlü bakma öyle
Benim şarkımı söyle 

Kanaryam kalbimdesin 
Ruhumu okşar sesin 
Beni bırakıp gitme 
Gönlüm senin kafesin 

Hüzünlü bakma öyle
Benim şarkımı söyle.

Xxxx

Cansaran Kızıltaş’ın manolya tutkusunu da kendi hayatında böylesi bir aşk hatırasıdır diye okuyanlar yanılırlar. O değerli hukukçu eşi ve çektikleri maddi sıkıntılara rağmen taksit taksit sahibi oldukları bir ev ve o evin bahçesine mutfak parasından biriktirdikleriyle alıp diktiği manolyanın hikeayesini anlatıyor.

Xxxx

Hiç kimse için hayat kolay değildir. Ama Ahmet Özdemir de Cansaran Kızıltaş da öğretmen sıfatı olan kişiler. Onların en sevdiği davranış her an birilerine bir şeyler öğretmektir. Bu yüzden daima muallim kişilikleri öne çıkıyor.

Xxxx

Ahmet Özdemir halk edebiyatı alanında biyografi alanındaçok sayıda eser vermiş bir değerimiz. Ama o daha çok güzel, canlı, görseli bol irfan faaliyetleri düzenlemekte, şairleri bir araya getirmekte, o son demlerini yaşayan insanları hayata tutundurmakta mahir bir insan. Onun faaliyetlerine dinleyici olarak katıldığınızda mutlaka size söz söyleme hakkı tanır. İnsanlar onun faaliyetinde kendisini ifade etme şansı yakalar. Bu yüzden de faaliyetlerinin katılanı çoktur.


Xxxx

Cansaran hanım da bir tarih öğretmeni. Onun edebi metinler yazdığını fark ettiğimde onun desteklenmeyi hak ettiğini gördüm. Elimden geleni esirgeyemezdim. Şimdi onun yayınlanmış çok güzel hikeaye kitapları, şiir kitapları var.
Cansaran hanımın bahar ile,çiçeklerle, güzelliklerle çok beraberliği vardır. Onun imkeanı sınırlı ama cömertliği de sınırsızdır.

Xxxx

Hayatta en çok cömertliği olan insanları sevdim. Çünki vermek zordur. İnsanları bilirsiniz. Devlet eliyle piyangoculuk yapılır ve insanların ümitleri tirilyonlarca para toplanmasıyla bütçeye gelir sağlanır. O toplanan paranın da yüzde 10-15 kadarı o ümit sahiplerine ikramiye olarak verilir.
O ümit ticareti öncesinde kişilere sorulur. İkramiye size çıkarsa ne yapacaksınız diye. O kişiler kendilerine bir ev, bir araba aldıktan sonra kalanlarını akraba-hısım, eş-dosta yardım olarak vereceklerini söylerler. Samimidirler. O an öyle düşünürler. Fakat para gerçekte kendilerine verildiğinde kimseye tek kuruş vermezler. Hayatları değişir. Peşpeşe felaketler yaşanır ve önceki hayatlarından daha aşağı şartlarda yaşamaya razı olurlar. Vermek zordur.
Cömertlik, sehavet, eli açıklık, vericilik her ahlak sisteminde, her dinde ve tek din İslam’da övülen bir haslet, seciye, davranış biçimidir.

Xxxx

İşte bu yüzden Ahmet Özdemir ile Cansaran Kızıltaş benim çok sevdiğim iki dostumdur. Çünki onlar maddi, maddi olmazsa manevi, bilgi verirler. İnsanlara mutlaka bir şeyler verirler. Hiçbir şeyleri yoksa tebessümleri, güzel çiçekleri, güzel halk edebiyatı hikeayeleri anlatır ve onları paylaşırlar. Ne mutlu sehavet sahiplerine.

 

<