İki seciye: Nedim ve Ziya Paşa
Şair Nedim’in asıl adı Ahmet'tir. Evinin Beşiktaş'ta olduğu şiirlerinden anlaşılır. Doğumu
tahminen 1681 yılıdır. Annesi Saliha Hatun, Karaçelebizade ailesindendir.. Babası Kadı
Mehmet Efendi ise Sultan İbrahim devri (1640-1648) kazaskerlerinden Merzifonlu
Mustafa Muslihiddin Efendi'nin oğludur
Ahmet Nedim iyi bir eğitim görmüş; kılasik ilimlerini tahsil etmiş, Arapça ve Farsçayı bu
öğrenmiştir. Tahsilini tamamladıktan sonra Şeyhülislam Ebezade Abdullah Efendi'nin de
bulunduğu bir heyet tarafından yapılan sınavda başarılı olarak müderris olmuştur, 1707-
1713 Sultan III. Ahmet dönemi (1703-1730) un başlarına rastlar. Ali Paşa, III. Ahmet'in on
birinci sadrazamı olarak göreve getirilmiştir(1713). Nedim ise 1702-1703 yılına tekabül
eden tarih manzumesini dikkate alırsak artık çıraklık safhasını aşmış bir şairdir.
Xxxx
Ali Paşa'nın Vara din'de şehit düşmesinden sonra yerine Halil Paşa getirilir. Bu sırada
İbrahim Paşa'nın yıldızı parlamaktadır. Nedim, İbrahim Paşa’nın atamayla ilgili olarak bir
tarih manzumesi yazar. İbrahim Paşa, Ali Paşa'nın şehit edilmesinden sonra geride kalan
nikâhlısı Fatma Sultan'la evlenerek padişaha damat olur. 1718 tarihinde de sadrazamlık
makamına getirilir. Bu tarih, daha sonra Lale Devri (1718-1730) olarak adlandırılan
dönemin başlangıcıdır.. Bir yandan İbrahim Paşa'nın faaliyetlerini şiirleriyle överken diğer
yandan da Lale Devrinde teşekkül ettirilen tercüme heyetlerinde görev alarak hamisinin
her hamlesine destek verir. Şair Nedim, Sekban Ali Paşa Medresesinde müderris iken
Patrona Halil İsyanı patlak verir (1730).
Güvenilir müelliflerden Süleyman Sadettin, Nedim'in ihtilal esnasında korkudan evinin
damına çıktığını ve oradan düşerek öldüğünü söylemektedir.
Xxxx
Sevdiğim cemalin Çünki göremem
Çıkmasın hayalin dil-i şey dadan
Hâk-i paye Çünki yüzler süremem
Alayım penamın baç-ı sabadan
Ve
Tutasın cihanı Sikender gibi
Şevket ile dünyâ dola hünkârım
Kapına Ferîdûn bir çâker gibi
Her ne emredersen n'ola hünkârım
dörtlükleriyle başlayan koşmaları, yerlilik arzusunun en somut göstergelerindendir.
Nedim'in yerlilik merakının en dikkate değer tarafı ise şiirlerinde İstanbul hayatından
sahneler sunmuş olmasıdır.
Nedim birine kapılanmış, ona geleceğini bağlamış, övmüş parasını kazanmış. Mutlu mesud yaşarken
bir isyanda ayak altında kaldığı için zarar görerek hayatını noktalamış.
Xxxx
Ziya Paşa Şair Nedim’den 100 yıl sonra yaşadı. 1825'te İstanbul'da doğdu, 17 Mayıs
1880'de Adana'da yaşamını yitirdi. Asıl ismi "Abdülhamid Ziyaeddin.". Bayezit
Rüşdiyesi'ni bitirdi. Arapça, Farsça öğrendi. Sadaret Mektub-i Kalemi'nde çalıştı. 1855'te
Mustafa Raşid Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyn Katipliği'ne atandı. Fıransızca öğrendi.
Ali Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırıldı. 1861'de Kıbrıs, 1863'te Amasya
Mutasarrıfı ve Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye üyesi oldu. 1865'te Yeni Osmanlılar
Cemiyeti'ne katıldı. Yeniden Kıbrıs'a atanınca 1867'de Namık Kemal ile birlikte Londra'ya
kaçtı. Birlikte Yeni Osmanlılar'ın yayın organı olan Hürriyet gazetesini yayınladılar. Namık
Kemal'in ayrılmasından sonra gazetenin sorumluluğunu üstlendi. 1870'te Cenevre'ye gitti.
Ali Paşa'nın ölümünden sonra 1871'de İstanbul'a döndü. 1872-1876 arasında Şurayı
Devlet üyeliği ve maarif müsteşarlığı yaptı. Anayasayı hazırlayan Kanun-i Esasi adlı
kurumda görevlendirildi. 1'inci Meşrutiyet'in ilanından sonra 1877'de vezir rütbesiyle önce
Suriye Valiliği'ne ardından Adana Valiliği'ne atandı. Adana'da yaşamını yitirdi.
O da Nedim gibi yerli idi.
Milliyeti nisyan ederek her işimizde
Efkearı firenge tebaiyet yeni çıktı.
Kaynak: Türk Dili ve Edebiyatı. Org